Cerebral Palsy’li Bir Birey
Cerebral Palsy(CP); bebeklikte ortaya çıkan, duruşu ve hareketleri etkileyen bir fiziksel engellilik halidir. Doğum öncesinde, sırasında veya bebeğin 3 yaşa kadar olan yaşamında beyin ya da beyinciğin bir bölümünün hasar alması sonucu meydana gelir.
Cerebral Palsy, 4 farklı tipte görülebilir:
1-Spastik: Motor kortekste oluşan zedelenme sonucu ortaya çıkmaktadır. Kaslar sertleşmiş ve sıkı haldedir. Cerebral palsy tanısı alanların %80 gibi büyük bir kısmı spastiktir.
2-Ataksik: Beyincik zedelenmesi nedeniyle Cerebral Palsy’li kişinin dengesini etkilenmektedir. Dengesiz, koordinasyonu bozuk ve titrek hareketler görülür.
3-Diskinetik: Beyinde, korteks ile beyin sapı arasındaki hareketin akıcılığı ve kontrolünü düzenleyen sinir hücresi gruplarının zedelenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu bölgelerin hasarında istenen hareketler düzgün şekilde yapılamaz. Kişide dönme, bükülme, kasılma şeklinde istemsiz hareketler görülür.
4-Karışık: Spastik, Ataksik ve Diskinetik’in aynı anda görüldüğü karışık tiptir.
Benim Cerebral Palsy ile yolculuğum, bebekliğin 6.ayından sonra başladı. Hem prematüre hem de ikiz olarak dünyaya gelmiştim. İkizimin her hangi bir sorunu bulunmuyor fakat ben oksijensiz kalmışım. Herkesin gücüne göre hayat yolcuğu oluyor demek ki.
Bebeklik çağımda kafamı dik tutamama ve gövde kontrolümde zayıflık varmış. Biraz büyüdükten sonra zaman zaman konuşma zorluğu da yaşıyordum. 7-8 yaşlarıma gelince ben neden yürüyemiyorum diye sorgulamaya başladım. Okul çağım geldiğinde okula tekerlekli sandalye gitmenin beni çok üzmesi ve arkadaş edinmede zorluk olduğundan bir dizi operasyona girdim. Ayak, diz arkaları, kalça fleksörleri beraberinde kas gevşetmeleri geçirdim. Daha sonrasında doğuştan kalça çıkığım olduğu anlaşıldı. Ve kalça osteotomi operasyonu geçirdim. Sonrasında patella zorlanmasına bağlı olarak diz kapaklarım yukarı kaymış. Bu sefer de dizlerimden ameliyat oldum. 3 yıl boyunca korkudan dizlerimi bükemedim. Uzun sedye tarzında bir tekerlekli sandalye kullandım. Onu kullanmak çok daha zor ve yorucu oldu. Beni kısıtlıyordu. Dizlerim bükülmesi zor olduğu için kapılardan geçemiyordum mesela ya da yemek masasına oturmak çok meşakkatliydi.
Hayatım git gide zorlaşıyordu. Yaşım da 20’lere gelmişti tabii. Fiziksel zorluk, beraberinde psikolojik zorluğu da getiriyor. Benim ne yapıp edip yürümeyi de destekli olarak başarıyor olmam gerekiyordu. Çünkü hayatımın kolaylaşması hedefim olmuştu. Çok zorlandım ve hala zorlanıyorum. Ayakta olan pes palanus, hallux valgus, sinüs tarsi gibi deformiteler hali hazırda hala mevcut. Yani CP ile savaşım ve uğraşım uzun bir yolculuk. Bir yandan eğitimimden de vazgeçmeyerek bugün bunları bir üniversite mezunu sosyolog olarak yazıyorum.
Ortopedist Dr. Seçkin Basılgan ile bir anımı paylaşmak istiyorum. O zamanlar kendisini tanımıyordum, yalnızca Instagram’dan takip ediyordum. Olay şöyle başladı: protezlerin ömrü yaklaşık 25-30 yıl olduğu için benim gibi genç hastalara protez ameliyatlarına hekimler pek yanaşmıyor.
En aktif olduğumuz 18-55 yaş arasında proteze uygun sayılmıyoruz yani. Ben ise bu görüşe karşıyım. Seçkin hocayla tanışmıyor olsam da kendisine bu konuda mesaj attım. “Bana çok güzel bir şey öğrettin, ömrüm boyunca böyle düşünüp yardım edeceğim.” dedi. Ve 16 yaşındaki bir gence protez takarak dediğinin arkasında durdu.
Öğrenmeye açık olmalı insan. Çünkü hem öğretmen hem de öğrenciyiz hayatımız boyunca. Olabildiğimiz şeyler sınırlı ama bulunduğumuz yerde en iyisi olmak bize bağlı. Her insanın yaşantısı, bir başkasına ışık tutabilir ve yol gösterici olabilir. Yaptığım her şeyi bunun için yapıyorum. Hayallerimin peşinden koşmaktan asla vazgeçmedim ve vazgeçmeyeceğim. Kocaman sevgilerimle.