ELEŞTİRİ & FELSEFE

Mantıksal Kötülük Problemi

Bu probleme pek çok eleştiri ve cevap getirilebilir fakat ben sadece bir perspektiften bakmak istedim. İyi okumalar…

Teizme yöneltilen soruların başını çeken mantıksal kötülük problemi belki de felsefe tarihiyle eşdeğer bir geçmişe sahip. Nedir bu mantıksal kötülük problemi? Bu problemin muhatabı Teizm midir?

Mantıksal kötülük probleminin aktardığı şey şudur: Tanrı varsa kötülük, kötülük varsa tanrı yoktur. Ayrıca bu problem Tanrı kavramında ele alınan üç sıfattan bahseder bize. Bunlar:

1- Tanrı her şeye kadirdir.
2- Tanrı her şeyi bilir.
3- Tanrı mutlak iyidir.

Herhangi bir yerde kötülük varsa bu, yukarda saydığımız sıfatlara terstir. Zira Tanrı her şeye kadirdir ve her mutlak iyidir. Öyleyse Tanrı kötülüğü kaldırmalıdır ki mutlak iyi olsun. Eğer kötülük varsa Tanrı yoktur. Ana mantığı “Bir şey hem üçgen hem kare olamaz.” olan bu problemimiz uzayarak gider. Zannediyorum ki bu fikirlere pek çok antitez sunulmuştur fakat ben de bu klasik ateizm argümanına karşılık birkaç şey söylemek istiyorum.

Bu problemi basitçe ikiye ayırabiliriz.
1- Ahlaki Kötülük
2- Doğal Kötülük

Ahlaki kötülük problemi beşerî sebepler ötürü oluşan kötülüklerdir. Doğal kötülük ise adından da anlaşılacağı üzere doğal sebeplerden kaynaklanan kötülüklerdir. Bu konuda konuşurken genelde uç kutuplarda durulur. Ahlaki kötülüğe örnek olarak “birinin bebeği öldürmesi” verilebilirken doğal kötülükte ise “Dünya’ya göktaşı çarpması” veya “engelli bebeklerin doğması” örneklerini verebiliriz. Burada ele alacağımız şey ahlaki kötülük olacak.

AHLAKİ KÖTÜLÜK PROBLEMİ

Ahlaki kötülük problemini yukarıda açıklamıştık fakat verdiğimiz örnekten gidelim. Tanrı varsa ve Tanrı mutlak iyi ve her şeye gücü yetiyorsa -kadiri mutlaksa- o zaman evrendeki kötülükler bu tanımlarla çelişir öyleyse tanrı yoktur. Ahlaki kötülük perspektifinden bakarsak birisi bebeği öldürüyor. Tanrı’nın bu öldürme fiilini engelleme gücü varsa bunu yapmalıdır zira Tanrı mutlak iyidir ve kadir-i mutlaktır. Eğer bu engelleme durum olmuyorsa Tanrı yoktur.

Kötülük problemi ile teizme soru yönelten birisinin ahlaki kötülük problemi başlığı altında gideceği yol bu şekildedir. Ahlaki kötülüğün olmasının Tanrı’nın yokluğuna delalet ettiğini düşünen birisinin perspektifi bu yönden olmaktadır. Elbette Teizm cephesinde birçok savunma var fakat ben bu savunmalardan birkaçını ele alıp kendi düşüncelerimi paylaşarak yazımı bitireceğim.

ALVİN PLANTİNGA’NIN SAVUNMASI

Alvin Plantinga şu anda yaşayan ve teist filozof olan çok önemli bir felsefeci/filozoftur. Onun kötülük probleminde yaptığı yorumu getirmeseydim ayıp ederdim. Alvin Plantinga’nın dikkat çektiği nokta şu: Özgür irade. Bu savunma “Özgür İrade Savunusu” olarak da geçer. Şöyle ki:

Tanrı’nın gücü her şeye yeter ve o mutlak iyidir. Fakat evrendeki kötülüklerin olması Tanrı’nın mutlak iyi sıfatıyla çelişmez. Veya Tanrı’nın evrendeki kötülükleri kaldırmaması onun gücünün her şeye yetmeyeceğini bize göstermez. Her şeye gücü yetmeyi kudret olarak isimlendirelim ve devam edelim. “Tanrı kaldıramayacağı taş yaratabilir mi?” sorusu da aslında birazdan diyeceklerimize çıkıyor. Şöyle ki Tanrı’nın kötülükleri kaldırması veya kaldıramayacağı taş yaratması Tanrı’nın sonsuz kudret sahibi olmasıyla çelişen şeylerdir. Yani sonsuz kudret sahibi olan birisinin kaldıramayacağı taş yaratabilme durumu sonsuz kudret sahibi olmasına zıttır muhaldir.

Problemimize geri dönersek şöyle devam edelim. Mesela Ahmet özgürce yürüyor. Bu yürüme fiili eğer başka bir varlık tarafından zorla yaptırılıyorsa Ahmet’in yaptığı bu eylem özgür bir eylem olmaz. Yani özgür irade burada yoktur. O halde savunuş şöyle diyor:

Tanrı’nın her zaman iyiyi seçecek robotik varlıklar yaratması mümkündür. Fakat bunun bir anlamı olmazdı. Tanrı katında özgür irade ile yapılan iyilikler daha değerli olduğundan dolayı Tanrı özgür iradeyi tercih etti. O halde özgür iradeler sonucunda çıkan kötülükler Tanrı’nın mutlak iyi sıfatıyla çelişmezler. Zira oluşumdaki ana eksen özgür iradeydi.

KARŞI ARGÜMAN

Kabul edilebilirliği olan bir savunuş. Fakat Tanrı’nın kötülüğün olmadığı ve özgür iradelerin de olduğu bir evren yaratması mümkün değil midir? Yani bir evren düşünelim ki orada sadece iyi şeyler var ve insanlar özgür iradeleri sonucunda iyi olan şeyleri seçiyorlar.

Aslında tam olarak böyle olmazdı. Ontolojide, Heraklitos’un diyalektik mantığı ile de savunulabilecek bir düşüncedir: “Madde zıttı ile bilinir.” Kötülüğün olmadığı ve sadece iyiliğin olduğu bir evren tasavvuru tutarsız bir tasavvurdur zira kötülüğün olmadığı bir evrende iyiliğin varlığından/tanımından söz edemeyiz. Her ne kadar iyiliğin olduğu bir evrende özgür iradeler iyiyi seçerek özgür iradelerini korurlar mantığı tutarlı gibi gözükse de tutarsızlıkları vardır zira sadece iyi eylemlerin olduğu seçenekler sonucu seçilen iyi eylemler özgür iradeler sonucu seçilmezler çünkü iyi eylemler dışında seçilebilecek herhangi bir şey yoktur. Gerçi böyle bir evrende dediğimiz gibi iyi eylem tanımlamamız da olmayacaktı.

Daha farklı bir bakış açısıyla devam edelim.

Kötülük problemi ile karşı çıkacağımız şeyin ne olduğunu, kötülük ve iyilik tanımının herkese göre aynı olup olmadığını bilmemiz gerekiyor. Geniş kitlelerce kabul edilen, ahlak felsefesinde de çıkar yol olan ahlaki rölativizmde de olduğu gibi iyilik ve kötülük ahlaki realizmin tersine bireye ve topluma göre görecelidir. Bir kişi elini ateşe yaklaştırıp yanarsa ateşin varlığını kötü olarak tanımlaması kendisinin bulunduğu durumdan ötürüdür. Dışardan bakan birisi bu adamın olduğu durumu kötü olarak nitelendirecektir. Kötünün birey için tanımı kemoreseptörler tarafından hissedilen acı mıdır? Yaşanılan her anlık acı kötü müdür?

PROBLEMİN MUHATABI

Savunma şu şekilde:

Kötülük probleminin muhatabı öbür dünya olarak adlandırılan ahiret inancına sahip bir din değildir. Zira bu inanca göre kötünün tanımı, bu inanca inanmayanların kötülük tanımına uymayacaktır. Kötülüğü, bir kişinin o iş sonunda herhangi bir zarar görmesi olarak tanımlarsak sanırım pek itiraz eden çıkmayacaktır. Buradaki temel mesele ve ayrışmaların başlandığı kısım “zarar görme” kısmıdır. Ahiret inancına sahip herhangi bir dinde bu zarar eğer cehennemse mutlak kötüdür. Çünkü orası sonsuz bir zaman dilimini içerir. Dünyada elde edilen herhangi bir fayda sonsuz hayatta zarar ise bu bütün olarak zararlıdır.

Ortalama 70-80 yaşına kadar yaşayan bir insanın dünyada herhangi bir işte fayda görmesi sonucunda ahirette zarar görmesi o işin iyi olduğu anlamına gelmeyecektir. Çünkü yaşanılacak herhangi bir ömürde elde edilecek faydanın, yaşanılacak sonsuz bir hayattaki zarara pek bir önemi yoktur. 70-sonsuz kavramının limitte bizi sıfıra yaklaştırması duradursun, sayı olarak da önemsizdir. O halde, kötülük problemi ile karşı çıkacağımız inancın iyi kavramını bilmemiz gerekmektedir. Bu problemde yapılan güzelliklerden birisi de uç noktalardan örnek vermek. Kafanızda oluşturduğunuz ve birey için dünyada kötü olan bir şeyi belirleyin. Benimle devam edin…

Cinayeti ele alalım. Tabii ki burada cinayeti işleyen değil cinayete kurban giden adamı düşüneceğiz. Dünyevi perspektiften baktığımızda bu olay, kurban için kötü olarak tanımlayabileceğimiz bir olaydır. Yani dünya hayatına göre zararlıdır, (-)’dir. Fakat bu olay eğer sonsuz hayatına herhangi bir fayda sağlıyorsa -İslami öğretilerce bu sevap olarak düşünülebilir- yani (+) ise bu o olayı kötü değil iyi yapar. Yukarda da bahsettiğimiz gibi sonsuz hayatta kazanılacak herhangi bir fayda dünya hayatında yaşanılacak yüzlerce acıdan daha iyidir ve bu perspektif o olayı iyiye çıkartır. Yani herhangi bir fiilin fayda-zarar boyutuna göre o fiili iyi-kötü kategorisine koyacaksak fayda ve zararını tartmamız gerekmektedir. Bir adamın sizden 1-2 ₺ alıp daha sonra size bunun yüzlerce katını verirse bu elbette faydalı bir iştir. O halde bu örneği meselemize uyarlarsak zannediyorum ki dünyada çekilen acı karşılığında sonsuz hayat olarak nitelendirilen ahirette fayda getiriyor ise dünyada çektiğimiz acı bu işin zararlı olduğu ve kötü olduğunu göstermez. Öyleyse sonsuz hayatta fayda getirecek herhangi bir iş dünya perspektifinden iyidir.

O halde bu problemin muhatabı Tanrı ve ahiret inancı olan inanışlar olmayacaktır. Bu problem, Tanrı inancına sahip olan ve inandığı Tanrıyı da mutlak iyi olarak tanımlayan fakat ahiret inancı olmayan bir inanış için çok güzel bir argümandır. Fakat hoş ki bu inanıştan da bu argümana cevaplar gelebilir – Kötülüğün var olmasının kötülük olmayacağı gibi- fakat buralara girmeyeceğim.

Yazımı sonlandırmadan önce birkaç şeye daha dikkat çekmek istiyorum. Mantıksal kötülük problemi aslında Tanrı’nın varlığının olmadığını değil daha çok Tanrı’nın kötü olduğuna dair bir suçlama getirebilir. Zira bizim yukarda yaptığımız tanıma göre bu problem yokluğa çıkartıyordu fakat Tanrı kavramında mutlak iyiyi almayan herhangi bir inanış için bu problem kendi inandığı Tanrısının varlığını yok etmez. Buradaki temel problem “Tanrı’nın varlığını kabul ediyorsak Tanrı iyi midir kötü müdür?” iken ülkemizde bu daha çok “Madem Tanrı var neden Rusya’daki(!) çocuklar aç?” şeklinde ilerletiliyor. Buradaki temel kanı varlık-yokluk değil, iyi ve kötü. Tabii Tanrı’ya inanan birisi inandığı Tanrıyı iyilikten uzak tutarsa o inandığı şeye Tanrı kavramı verilir mi? Elbette bu da bir soru. “Tanrı kötü olabilir mi?” Fakat ben de “Tanrı mutlak iyidir.” ön kabulünü doğru bulup bu şekilde ilerleyenlerdenim.

Yazımın sonunda vardığım düşünce ise şu: Mantıksal kötülük problemindeki ahlaki kötülükler Tanrı’nın kudreti ve iyiliği ile çelişmezler. Hatta burada bahsedilen ahlaki kötülükler Tanrı ve ahiret inancına sahip bir inanış için suçlama olamaz. Kötü ve iyi, pragmatist bakıştan uzak, bir fayda veya zarardır. (-) ve (+) olarak düşünülebilir.Bakılır ki sonsuz hayatta görülecek herhangi bir fayda bir eylemin iyi olması için yeterdir. O halde dünyevi perspektifte kötü olarak yorumlanabilecek ve bu kötüdür denilebilecek herhangi bir fiil/durum sonsuz hayatta fayda verecek -sevap sayılacak- ise bu iyidir. Oranlama bunu gerektirir.

Nitekim bu problem Tanrı ve ahiret inancına sahip bir inanışı bağlayan bir problem değildir.

Daha Fazla Göster

Ahmet Talan

Epistemoloji/ Din Felsefesi/

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu