FARKINDALIK

İstanbul Sözleşmesi’ne Dair Doğru Bilinen Yanlışlar

Son bir yılda ülkemizde çok sayıda kadın cinayeti işlenirken basında İstanbul Sözleşmesi tartışmaları da sıklaştı. Birtakım spekülasyonlar ve basın yanlılığı nedeniyle yanlış bilgiler yayıldı. Şimdi İstanbul Sözleşmesi’nin yanlış yorumlanan kısımlarına bir göz atalım.

1- İSTANBUL SÖZLEŞMESİ AİLE YAPISINI TEHDİT Mİ EDİYOR?

Sözleşme her türlü şiddetin suç olduğunu ve şiddet uygulayan veya kadın için tehdit oluşturan erkeğin evden uzaklaştırılmasını söylüyor. Bana kalırsa burada dikkat edilmesi gereken nokta, içinde şiddet barındıran bir evde aile yapısı ne kadar güvende olabilir ki? Şiddet aile güvenliğini tehdit etmezken erkeğin evden uzaklaştırılması mı tehdit ediyor?

İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanışından bu yana evlenme oranlarının düştüğü ve boşanmaların arttığı da iddialar arasında. TÜİK 2001-2019 verileri ise sözleşmeden bağımsız bir gidişatı işaret ediyor. Öyleyse evlilik ve boşanmalar hakkındaki bu değişimlerin sebebi neler olabilir? Ekonomi ve toplum yapısının değişimi göze çarpıyor. Çocuk sayısı düşüyor, maddi sorunlardan evlilikler bitiyor. Ve bir de belki de kadın hakarete uğradığında susmaya mecbur olmadığını öğreniyor. Benim sorum da şu, kadının bilinçlenişi evlilikleri bitiriyorsa suç kadınlarda mıdır gerçekten?

2- SÖZLEŞME EŞCİNSEL EVLİLİKLERİ DESTEKLİYOR MU?

Sözleşmenin 4. maddesinde geçen ‘cinsel yönelim’ ifadesi nasıl bu soruyu doğurdu anlamak güç fakat yine de açıklayalım; sözleşmede şiddet gören kişi kim olursa olsun ayrımcılık yapılmadan haklarının savunulması, suçluların cezalandırılması gerektiği anlatılıyor. Eğer öyle olsaydı gerçekten eşcinselliğe özendiren ya da eşcinsel evliliği destekleyen ibare cinsel yönelim farkına dayalı şiddetin önüne geçmek mi olurdu?

3- İSTABUL SÖZLEŞMESİ’NİN İMZALANMASI KADIN CİNAYETLERİNİN ARTMASINA MI NEDEN OLDU?

Görüldüğü üzere son 10 yılda kadın cinayetlerinin düşüş gösterdiği tek yıl, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı 2011 yılıdır. Toplumda kadına şiddeti artıracak başka bir sürü faktör varken kadının haklarını savunan sözleşmenin neden suçlandığını anlamak güç doğrusu.

4- DIŞ GÜÇLER TARAFINDAN MOBİNGE Mİ MARUZ KALIYORUZ?

İstanbul Sözleşmesi Avrupa Konseyi tarafından ‘destekleniyor’ ve oluşumu esnasında Türkiye’deki birçok kadın hakları savunucusu doğrudan sözleşmenin maddelerine katkıda bulundu. TBMM’de oy birliğiyle kabul edildi ve ilk imzalayan ülke Türkiye idi.

 Rastladığım en belirgin yanıltıcı bilgileri sizlere sorgulatarak sunmaya çalıştım. Akıl ve vicdan üstünlüğünde bilgi kirliliğine rağmen hepimizin doğru bilgiye ulaşacağını umuyorum.

Bu yazıyı yazıyor olmaktan son derece hüzün duyuyorum.

KAYNAKÇA

  1. Gültekin, M. (2019, Kasım 25). İstanbul Sözleşmesi TBMM’den nasıl geçti? Milli Gazete : https://www.milligazete.com.tr/makale/3387324/mucahit-gultekin/istanbul-sozlesmesi-tbmmden-nasil-gecti adresinden alındı
  2. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2020 Raporu. (2021, Ocak 2). Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu: http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/2947/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-2020-raporu adresinden alındı
  3. Türkiye Büyük Millet Meclisi . (2011). Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları.
  4. Türkiye İstatistik Kurumu . (2020, Şubat 26). Evlenme ve Boşanma İstatistikleri, 2019. TÜİK: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Evlenme-ve-Bosanma-Istatistikleri-2019-33708 adresinden alındı
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu