Gıdalarımız AB’ye Kıyasla Neden Kalitesiz?
Hepimizin muzdarip olduğu bir konudur günden güne kalitesi düşen gıdalar. Dışarıdan yediğiniz bir hamburger, yazın aldığınız dondurma hatta evinizdeki sebzeler meyveler bile tatsız ve yavan gelmeye başlamıştır. Peki Avrupa’daki insanlar da bu konuda problem yaşıyor mudur sizce? Bu yazıda hayatımızı her yönüyle etkileyen, yaşam süremizden mutlu geçirdiğimiz her ana kadar söz sahibi olan bu gıdaların ülkemizde neden kalitesiz olduğunu inceleyeceğiz.
İlk olarak AB’de gıda standartları neye dayanır ve hangi mekanizmalar denetleyici rolündedir bunu açıklayalım.
AB’de Gıda Standartları
ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi; temeli HACCP’a dayanan tüketiciye güvenli gıda sunma gayesiyle ortaya çıkan bir sistemdir. HACCP ise ABD’de astronotların güvenli gıda tüketmesi için belirlenmiş şartların genel adıdır. Bu şartların dünya genelinde geçerli olan ISO 22000‘e temel oluşturmasının bazı nedenleri vardır. HACCP; bilimin başrol oynadığı bir düzen tarafından sunulmuştur. Tüm riskler ve elde edilecek yararlar hesaba katılmış, güvenlik hat safhada tutulmuş, fiyat-performans ilişkisine önem verilmiş ve en önemlisi uluslararası organizasyonlarla uyum gözetilmiştir.
CEN diğer bir adıyla Avrupa Standartlar Komitesi parlamento düzeyinde alınan kararların ve uygulanan mevzuatların birlik genelinde standart olmasını denetler.
*HACCP: AB kurallarına göre işletmeler HACCP prensiplerine dayalı bir sistem kurmak zorundadırlar.
Peki gıda güvenliğinde birçok standart belirlenirken temel alınan ana unsurlar nelerdir?
- Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları
- İyi Tarım Uygulamaları
- İyi Üretim Uygulamaları
- İyi Hijyen Uygulamaları
- İyi Laboratuvar Uygulamaları
- İyi Dağıtım Uygulamaları
- İyi Ticaret Uygulamaları
- İyi Veteriner Uygulamaları
İyi tarım uygulamalarına bir parantez açalım. Bu ifade tarım ürünlerinin ekonomik açıdan tutarlı ve karlı, canlı ve çevre sağlığı açısından güvenilir ve izlenilebilir olmasını tanımlar.
AB iyi tarım uygulamaları için HACCP kökenli Sistem Kalite Güvence Belgesi adı altında bir sertifika çıkarmıştır. Bu belgeye sahip olan marka uluslararası mevzuatlara uygun ürün ürettiğini belgelemiş olur. 2001 yılında ise EUREPGAP (Euro Retailer Producer Group Good Agriculture Practices) kurulmuş ve GAP sertifikası adı altında yeni bir sertifikalandırma süreci başlamıştır.
GAP Standardının 5 Ana Başlığı:
- Taze Meyve-Sebze GAP Belgesi
- Çiçek ve Süs Bitkileri GAP Belgesi
- Entegre Tarım İşletmesi Sistem Güvence Belgesi
- Entegre Su Ürünleri Sistem Güvence Belgesi
- Kahve (Yeşil) GAP Belgesi
EUREPGAP, öncelikli olarak yaş meyve ve sebzeleri AB vatandaşına sunmayı talep eden tedarikçinin ürünün tarladan market rafına kadar olan sürecinin izlenilebilirliğini ve güvenilirliğini kanıtlamasını amaçlar. Böyle bir yığın sözcükle anlatınca biraz kafa karıştırıcı gelebilir. Eğer AB ve diğer gelişmiş ülkeler denetimi bu kadar sıkı tutmasaydı neler olurdu? Bunu birkaç örnekle somutlaştıralım.
Örnek 1:
Ülkemizde çekirdeksiz üzüm üretimi konusunda dünya çapında en çok üretim yapan ve ihraç eden ülkelerin arasında bulunuyor. Bu ihracın büyük bir bölümü AB ülkeleri kapsıyor. Fakat ihraç edilen üzümlerdeki Okratoksin-A* maddesine sıklıkla rastlanması sonucu denetimler bir üst kademeye çıkarılıyor Avrupa Birliği (AB) tarafından 1 Temmuz 2017 tarihinde ülkemiz menşeli kuru üzümlerin ithalatında yüzde 5 oranında kontrol sıklığı uygulaması başlatılıyor.
Bu üzümlerin ülkemizde denetime takılmadan piyasada bulunması ve ihraç edilen kaliteli ürünlerde dahi bu denli fazla bulunması tükettiğimiz üzümler konusunda bizi pek iç açıcı düşünmemeye itiyor.
(*Okratoksin-A: “Penicillium türü mantarlar tarafından sentezlenen nefrotoksik etkili bir toksindir. OTA ayrıca insanlarda immunotoksik, teratojenik ve karsinojenik etkileri nedeniyle kansere neden olan maddeler arasında yer almaktadır.”
Kaynak: Keyvan, Erhan, and Özen Yurdakul. “Çeşitli Gıdalarda Okratoksin A Varlığı.” Mehmet Akif Ersoy University Journal of Health Sciences Institute 3.1 (2015): 27-33.)
Örnek 2:
Kayseri’de 2019 yılında 4 yaşındaki bir kız çocuğunun nar yedikten sonra rahatsızlanarak hayatını kaybetmesi sonucu Adli Tıp nar örneğini incelemeye alıyor. Ve maalesef ölüm sebebinin söz konusu nardaki kimyasal bir ilaçtan kaynaklandığı raporla kesinleşiyor.
“ … Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesinde çocuğun yediği bildirilen nar kabukları ve parçalanmış halde kabukları ile birlikte nar örneklerinde pestisitler (bakteri, virüs ve haşerelerin zararlı etkilerini ortadan kaldırmak için kullanılan kimyasallar, bazı organik bileşenler, dezenfektanlar gibi maddelerdir) grubundaki maddeler tespit edilmiş olması ve soruşturma evrakında kayıtlı bilgiler birlikte değerlendirildiğinde çoğun ölümünün tarım ilacı zehirlenmesi sonucu meydana gelmiş olduğunun kabul gerektiği oy birliği ile mütalaa olunur.”
Kaynak: DHA – TRT Haber -608730
Örnek 3:
“Alman ilaç ve kimya devi Bayer, Türkiye’de de satılan ve yabani otları kurutmak için kullanılan Roundup adlı ilacın lenf kanserine yol açtığı iddiasıyla açılan dava sonrası davacılara 10,9 milyar dolar ödemeyi kabul etti.” Kaynak: BBC -53175560
Maalesef söz konusu ilacın satışı Türkiye’de yasak değil.
TÜRKİYE’DE GIDA STANDARTLARI
Ülkemizde hâlihazırda gıda mevzuatının temelini 27.05.2004 tarihli ve 5179 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun oluşturmaktadır.
“Bu Kanunun amacı, gıda güvenliğinin temini, her türlü gıda maddesinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin teknik ve hijyenik şekilde üretim, işleme, muhafaza, depolama, pazarlama ve halkın gereği gibi beslenmesini sağlamak, üretici ve tüketici menfaatleriyle halk sağlığını korumak üzere gıda maddelerinin üretiminde kullanılan her türlü ham, yarı mamul ve mamul gıda maddeleri ile gıda işlemeye yardımcı maddeler ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin güvenliğine ilişkin özelliklerinin tespit edilmesi, gıda maddeleri üreten ve satan işyerlerinin asgari teknik ve hijyenik şartlarının belirlenmesi, gıda maddeleri ile ilgili hizmetler ile denetimine dair usul ve esasları belirlemektir.” Kaynak, GIDALARIN ÜRETİMİ, TÜKETİMİ VE DENETLENMESİNE DAİR KANUN
Bu standartların korunması kontrol edilebilmesi görevi ise Türk Standartları Enstitüsü’ndedir.
“Türk Standartları Enstitüsü’nün bazı görevleri şunlardır:
- Her türlü standardı hazırlamak ve hazırlatmak.
- Enstitü bünyesinde veya hariçte hazırlanan standartları tetkik etmek ve uygun bulduğu takdirde Türk Standartları olarak kabul etmek.
- Standartlar konusunda her türlü bilimsel teknik incelemelerle araştırmalarda bulunmak, yabancı ülkelerdeki benzer çalışmaları takip etmek, uluslararası ve yabancı standart kurumları ile ilişkiler kurmak ve bunlarla iş birliği yapmak.
- Üniversiteler ve diğer bilimsel ve teknik kurum ve kuruluşlarla iş birliği sağlamak, standardizasyon konularında yayım yapmak, ulusal ve uluslararası standartlardan arşivler oluşturmak ve ilgililerin faydalanmalarına sunmak.
- Standartlara uygun ve kaliteli üretimi teşvik edecek çalışmalar yapmak ve bunlarla ilgili belgeleri düzenlemek.” www.tse.org.tr/TSE’nin Görevleri
TSE, CEN’e bağlı bir kuruluştur.
Avrupa Birliği’nin 178/2002 sayılı Genel Gıda Yasası ülkemizdeki standartlara düzenleme getirlmesi konusunda büyük önem arz eder. Çünkü bu uygulama ile 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren AB gıda yasası ile ters düşen ürünlerin birlik içine sokulması yasaklanmıştır.
Mevzuat bazında baktığımızda düzenlemelerle birlikte Türk mevzuatının AB mevzuatı ile büyük ölçüde uyum içerisinde olduğu söylenilebilir. Fakat ülkemizde denetleme mekanizmalarının yeterince spesifik olmaması, denetleyicinin fazla genel kalıp bakanlığın kendisi olarak belirlenmesi, üreticinin-tedarikçinin hatta tüketicinin yetersiz bilgiye sahip olması bu mekanizmaların ülkemizde sağlıklı işlemesinin önünde büyük bir engel. Hazır gıdalarda artan döviz kuru nedeniyle kalite düşürülmesi fakat bahsettiğimiz eksik çarpık denetleme mekanizması yüzünden önlenememekte belki de göz ardı edilmektedir. Bahsettiğimiz tüm bu sorunların ve mevzuat, işleyiş, denetleme bazında AB-Türkiye karşılaştırmasının güzel bir özeti mahiyetinde aşağıdaki tablodan yararlanabilirsiniz.
Kaynakça:
Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, Cilt 24, Sayı 1, TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE GIDA STANDARTLARI, Fehmi Şaban ÖZBEK, Halil FİDAN
Yılmaz, S. & Yılmaz, İ. (2017). Avrupa Birliği Sürecinde Gıda Sektöründe İzlenebilirlik ve Türkiye Uygulamaları. Nevşehir Bilim ve Teknoloji Dergisi, Volume:6 ICAFOF Special Issue, 243-253. DOI: 10.17100/nevbiltek.334540
Halaç, Eyüp. “Gıda Kalitesi ve Gıda Mevzuatı ile İlgili Temel Kavramlar Işığında Türk ve Ab Gıda Mevzuaatının Karşılaştırılması.” Akdeniz İİBF Dergisi 2.4 (2002): 107-131.