ELEŞTİRİ & FELSEFE

EPİSTEMOLOJİYE GENEL BİR BAKIŞ

Epistemoloji… Genel tanımı ile bilgi felsefesi. Felsefe en temel hatlarıyla herhangi bir şeyi sorgulama ve ince eleyip sık dokuyarak gerçeğe ulaşma sanatıdır. O zaman epistemolojinin yaptığı şey de bilgiyi sorgulamak olsa pek şaşırmayız sanırım.

İnsan doğası gereği birtakım ön kabullere sahiptir. Bu kabullenme farkında olsak da olmasak da hepimizde mevcuttur. Yanlış veya doğru bilgiler bazen insanlar tarafından ayrıştırılamazlar. Ayırt edici faktör ise yukarıda bahsettiğimiz insanın düşünmeden yaptığı ön kabuller ile oluşur. Mesela siz “Uçan bir inek” görme ihtimalinizin olmadığını söylersiniz. Burada bilginin doğruluğunu sınadığınız şey sizin aklınız olacaktır. En azından şimdilik bunu akıl olarak adlandırabiliriz. Yani bilgileri doğru veya yanlış olarak kategorize ederken kullandığımız herhangi bir olgu bizim eleğimiz olacaktır. Bu elekten geçenleri bizim için doğru, geçemeyenleri ise yanlış olarak sınıflandırırız. Buna “hakikat bilgi” de denebilir. İnsanın en temel amacı bu hakikat bilgisine ulaşmaktır. Bu bilgiye de ulaşırken bahsettiğimiz üzere elek kullanması gerekir. İşte bu elek epistemoloji başlığı altında kabul ettiğimiz perspektiflerdir.

Epistemoloji alt başlıklar bir nevi bu bahsi geçen eleklerdir. Kişi hangi eleğin onu hakikat bilgisine götüreceğini düşünüyorsa elek olarak onu beller ve doğru bilgilerini ona göre tanımlar. Nihai amaç hakikate ulaşmaktır. Epistemolojiyi bu hakikat bilgisine giden yollar olarak da düşünebiliriz. Kimi yol bizi bu hakikat bilgisine götürecek gibi olabilir. Fakat burada belki de en önemli olan şey bu seçtiğimiz yolun veya eleğin hata yapma oranının olmamasıdır. Çünkü hata yapma oranı olan veya herhangi bir meselede bizi çıkmaza/yanlışa götüren bir yol bizi başka bilgi problemlerinde de yanlışa götürebilir.

Yolun felsefi olarak doğrulanabilmesi için -doğru olduğuna inanmamız için- yanlışlanamıyor olması gerekmektedir. Daha çok bilim felsefesinde karşımıza çıkan bu iki tanım/yöntem aslında eleğimizi alabilmemize veya yolumuzu seçmemize çok büyük katkı sağlar. Bir şeyin doğrulanabilmesi zordur. Hele ki bu nesnel şeyler için değilse imkansıza yakındır. Epistemolojik bir anlayış herhangi bir yerde doğru bir bilgiyi doğru olarak tasnif ediyor yanlış bilgiyi de almıyor ise bu anlayışın her daim işlediğini ve hakikate götürecek yol olduğunu söylememiz zordur. Çünkü bir kavramda doğrulanma onun genel itibariyle doğru olduğuna işaret etmez. Tikellerdeki doğrulamalar tümelleri doğrulamaz.

Sanırım bu örneği vermezsem Popper Amcamıza saygısızlık etmiş olurum. Mesela bir önerme ortaya atıyoruz. Önermemiz “Bütün kuğular beyazdır” olsun. Bu önermenin doğru olduğu kanısına ulaşabilmemiz için birkaç kuğuya bakıp “Evet bütün kuğular beyazmış” diyemeyiz. Zira siyah renkte göreceğimiz bir kuğu bizim önermemizi yanlışlayacaktır. O vakit bir olgu için yanlışlanmak o olgunun yanlış olduğunu bize daha net gösterecektir. Bir olgunun da yanlışlanamaması -mantıksal veya deneysel olarak- o olgunun doğruya en yakın olduğunu bize gösterir.

Burada sınırlandırmamızı yaparken septisizm ve sofizm gibi fikirleri göz ardı etmiyoruz. Zira onlar doğru bilgi imkansızdır fikrini savunmaktadır. Fakat bu bilgi günümüz şartlarında sadece mistik ögeler için düşünülmekte. Ayın beyaz olması, köpeklerin havlaması veya dünyanın dönmesi de bizim için bilgi kategorisindedir. Felsefe kitaplarında olduğu gibi elbette “Epistemolojinin alt başlıkları şunlardır ve şöyle düşünürler” tarzında bir şeyler yazmayacağım. İnsanların bilgilerin doğru veya yanlış olduğuna hüküm verirken kullandıkları anayasaları/elekleri akıl, duyu, sezgidir.

Bilim felsefesine birtakım eleştiriler yapacak olursam buraya elbette pozitivizmi de dahil edebilirim. Fakat genel itibariyle epistemolojide inceleyeceğim alanlar akıl, duyu ve sezgilerdir. Bu sorgulamayı diğer yazılarıma bırakıyorum. Diyeceğim o ki eleğiniz neyse onu bir kontrol edin. Size verilen elekleri sorgulamadan “Geçerli” kategorisine almayın. Doğru bildiğiniz pek çok şey yanlış olabilirken yanlış bildiğiniz pek çok şey de doğru olabilir. Hayatın en önemli meselesi de bu değil midir? Doğru ve yanlış bilgi. O halde hayatımız için doğru ve yanlış bilgi ayrımına yoğunlaşan epistemolojinin ne kadar önemli olduğunu bir düşünün. Eleklerinizden şüphe edin. Korkmadan sorgulayın…

Daha Fazla Göster

Ahmet Talan

Epistemoloji/ Din Felsefesi/

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu