Orta Dünya’dan Eşsiz Bir Vaka: Gollum
Yüzüklerin Efendisi şüphesiz bir başyapıt. Ejderhalar, elfler, cüceler, orklar, entler ve hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan daha nice yaratık. Fakat Tolkien’in mirası bundan biraz daha fazlasını barındırıyor. 2004 yılında British Medical Journal’da yayımlanan bir makalede altı tıp fakültesi öğrencisi ve bir uzman doktor serinin en ilginç karakterlerinden biri olan Gollum’un hastalığını teşhis etmeye çalıştılar.
Sméagol (Gollum) bekar, 587 yaşında, hobbit bir erkek. Seride antisosyal tavırları, değişken agresifliği ve “Tek Yüzük”e olan takıntısıyla öne çıkıyor. Sméagol zengin ve köklü bir aileden geliyor. Büyükannesi nehir halkı komitesinde saygın biri. Sméagol’un doğumu veya eğitim durumu hakkında bilgimiz yok. Diğerlerine karşı kindar tavırları yüzünden sadece tek bir arkadaşı var, Deagol. Zaten daha sonra tek arkadaşını da öldürüp yüzüğünü çalıyor. Bu olay Sméagol için bir dönüm noktası çünkü yüzük sayesinde görünmez olup konuşulanları gizlice dinleyebiliyor.
Ailesi ve nehir halkı onun bir hırsız ve katil olduğunu düşünüyor ve Sisli Dağlar’a sürgün ediliyor. Uzun yıllar boyunca yalnız başına yaşıyor ve yüzüğü tek arkadaşı olarak benimsiyor. Bu sırada rüzgardan, güneşten ve aydan nefret etmeye başlıyor. Mağarasında sadece çiğ balık ve küçük hayvanlarla besleniyor. Sonuçta Sméagol kendisinden çok daha vahşi olan Gollum karakterini yaratmaya başlıyor. Gollum 25 yaşındayken Bilbo Baggins tarafından yüzüğü çalınıyor. Bu olaydan sonra Gollum takıntılı düşünceler ediniyor ve hayatını yüzüğü geri almaya adıyor. Gerekirse şiddete başvurarak.
Adli geçmişi, Deagol’ü öldürmek ve Samwise Gamgee’yi öldürmeye teşebbüs etmek olarak söylenebilir. Nehir halkıyla yaşadığı zamanlarda sigara içmesi dışında kötü alışkanlığı yok. Sméagol çocukluğuyla ilgili çoğu anıyı hatırlamıyor. Bu yüzden hastalık öncesi kişiliği hakkında kısıtlı bilgilere sahibiz. Yüzüğe saplantısından önce meraklı ve yaramaz bir kişiliği var. Ağaç köklerini oymak gibi eğlencelerinden ötürü de diğer hobbitler tarafından yalnız bırakılmış. Kendinden, bayat çiğ balıktan ve “Hobbitlerler”den nefret ediyor.
Ruhsal Durum Muayenesi
Genel muayene yapacak olursak Gollum solgun, bir deri bir kemik, iri gözlü, az saçlı bir hobbit. Özensiz bir görünüşü var ve üstüne sadece eski bir peştamal giyiyor. Zıplamak ve tırmanmak gibi hayvansal hareketler sergiliyor. Klinik depresyona ait hiçbir bulgu göstermiyor olmasına rağmen öznel olarak üzgün ve yüzüğüne kavuşma konusunda endişeli hissediyor. Objektif olaraksa kararsız ve konu yüzükten açıldığı zaman gergin oluyor. Konuşmasında kelimeleri veya sesleri tekrar etmek gibi anormallikler var. Örneğin, “Evet, evet, evet.” veya “Gollum, Gollum!” gibi. Düşünce biçiminde herhangi bir bozukluk yok. “Hobbitlerler” veya “Oyunbazcı” gibi uydurma sözler kullanıyor. –
Kendisinin katil, yalancı ve hırsız olduğunu düşünüyor. Buna rağmen yaptıklarından çok az suçluluk duyuyor. Yüzüğü elde etmek için derin bir arzu duyuyor. Yüzüğe takıntılı fakat yüzük için her şeyi yapabilme potansiyeli dışında kompulsif bir doğası yok. Düşüncelerini ve hareketlerini çok zor kontrol edebiliyor. Kişiliğinde ayrışma belirtileri var. Sméagol ve Gollum olarak iki kişiliğe ayrılmış görünüyor. Fakat Gollum-Sméagol ayrışmasının farkında. Bu da vakanın sıradan bir kişilik bölünmesi olmadığını gösteriyor.
Teşhis
Şimdi Gollum’la ilgili bulduğumuz semptomları düşünelim. Beyninde bir beyin tümörü olması mümkün görünmüyor. Çünkü tümör beyinde geniş bir yer kaplar ve bu kitleyle Gollum’un bu kadar uzun yaşaması mümkün olmazdı. Diyetinin büyük bölümünün çiğ balıktan oluştuğunu biliyoruz. Yani çok sınırlı bir diyeti var. Bu yüzden B-12 Vitamini eksikliği olduğunu düşünebiliriz ki asabiyeti, sanrıları ve paranoyası da bunu destekler. İştahsızlığı, saç ve kilo kaybı da demir eksikliği anemisiyle ilişkilendirilebilir. Aşırı dikkat, gözlerinin dışarı doğru aşırı çıkıntılı olması, uyku ihtiyacı eksikliği ve kilo kaybı akla hipertroidizmi getiriyor. Gollum’un güneş ışığından hoşlanmaması porfiriyadaki ışığa hassasiyetten kaynaklanıyor olabilir. Geçirdiği ataklarsa açlığı yüzünden tetikleniyor olabilir. Paranoid psikoz eşliğinde yaşanıyor olması duygu durumunu izah edebilir. Fakat bunların hiçbiri içerisinde bütün semptomları barındırmıyor.
“Gollum’un Hastalığı Ne?” temalı 1300’den fazla interet sitesi mevcut. Yani bu konu daha önce pek çok kez ele alınmış. British Medical Journal’da yayımlanan makalenin yazarı araştırmacılarsa rastgele seçtikleri 30 tıp fakültesi öğrencisine Gollum’un hastalığı olup olmadığını sormuş. Öğrencilerin 25’i Gollum’a şizofren teşhisi koymuş. 3 öğrenci ise çoklu kişilik bozukluğu olduğunu düşünmüş. İlk bakışta cevap şizofreni gibi görünse de gerçek pek öyle değil. Gollum’u günümüzdeki şizofreni standartlarına göre tanımlayamayız. Çünkü bu semptomlar sadece Gollum’da değil, yüzüğe sahip olan tüm bireylerde görülüyor. Bu nedenle Gollum şizofreni tanısı için ICD-10 isimli hastalık kataloğunda belirtilen kriterleri karşılamıyor. Tıp öğrencilerinin bir kısmının düşündüğü gibi çoklu kişilik bozukluğu da olamaz çünkü bu vakalarda iki kişilik birbirinin farkında olmaz. Halbuki Gollum ve Sméagol birbirleriyle iletişim halindeler. Gollum çocukluğundan beri yaygın uyumsuz davranışlar sergiliyor. Tuhaf ilgi alanları ve kindar davranışları arkadaşlık kurmasını engelliyor ve çevresindekilerle ilişkilerini zorlaştırıyor. Bu bağlamda şizoid kişilik bozukluğunun 9 kriterinden 7’sini karşılıyor. Bu yüzden eğer Gollum’a bir tanı koymamız gerekirse bu ona en uygun tanı olur.
Kaynakça
Department of Mental Health Sciences, Royal Free and University College Medical School, London NW3 2PF. (2004). A precious case from Middle Earth. The British Medical Journal, 329-1435.