ELEŞTİRİ & FELSEFE
Trend

Amerigo: Büyük Yanılgı

   İlk yazımın konusu üzerinde çok düşünmedim açıkçası. Dolabıma baktığımda gözüme çarpan ilk kitap konum oldu. Stefan Zweig, Amerigo.. Ama pandemi sürecinde alelade biçimde okuduğumda edinmediğim bazı düşünceler bu yazıyı yazarken beliriverdi. Mesela tarihte kesin bir gerçeklikten söz edilebilir miydi? Avrupa’da ticaretle uğraşan bir insanın yeni bir kıta keşfettiği haberi yayılıyor, yıllar bile geçmeden keşfi yapan asıl kaşif olmadığı anlaşılıyor. Yine aynı dönem iş o kadar çığırından çıkıyor ki bu kişi adıyla koca iki kıta anılır hale geliyor. Bizlerden bilerek veya bilmeden gizlenen veya bizlere farklı sunulan daha ne kadar yanlış vardır kim bilir?

  Nasıl günümüz dünyasında bile haberimizin olmadığı gerçekliklerden söz edebiliyorsak uçsuz bucaksız geçmişe her ne olursa olsun soru işaretiyle bakmamız gerekiyor sanırım. İşte bugün o soru işaretlerinden birine değinmek istiyorum. Amerigo Vespucci…

  Avrupalılar yüzyıllar süren savaşlar, çekişmeler içerisinde kıtada kendilerine yer ararlarken oldukça yorgun düşüyordu. Üstelik en küçük kıta olan Avrupa kendilerine her geçen gün daha küçük gelmeye başlıyordu. Büyük bir alandaki gaz parçacıklarının hareket kabiliyetinin, alanı daralttıkça azalması gibi yorumlanabilir bu sıkışıklık veya küçük bir çocuğun bir yetişkine göre daha hareketli oluşu gibi.. Nitekim Avrupa bilinen dünyanın belki en küçük ve en yaramaz çocuğuydu o dönem. Büyük bir karanlık çağın ardından her geçen gün daha büyük bir macera tutkusu yayılıyordu bu topraklarda.

  İşte bu ve bunun gibi bir çok sebebin bir araya gelmesiyle “Keşif Çağı” adını verdiğimiz  belki de dünyanın kaderini değiştiren bir sürece evrildi dünya ve nihayetinde de Kolomb isimli Cenevizli bir kaşif yeni bir şeyler buldu. Bir şeyler buldu ama neydi kendisi bile emin değildi. Hindistan’a gitmek için zor bela aldığı İspanyol gemileriyle çıktı yolculuğa. Fakat yolculuğun sonunda vardığı yer Hindistan’a pek benzemiyordu. Ne Hint devletleri ve zengin ipeklerle giyinmiş insanlar ne de baharat görünüyordu etrafında. Bu durumda ya Marko Polo batılılara büyük bir oyun oynamıştı ya da henüz idrak edemediği bir şeyler oluyordu. Tabi başarısızlıkla itham edilme korkusu ve geri döndüğünde zar zor bulduğu bu desteği kaybetmek istemediğinden yerlilere “Indian” dedi, pek muhtemeldir ki mürettebatını da sıkı sıkıya uyardı ve beraberinde köleler ve baharat olmayan(asıl amaç baharat getirmekti) yeni dünyaya has çeşitli yiyecek,çeşni ve hayvanlarla geri geldi. Sonrasında da bu bölgelere tekrar tekrar gönderildi ve vali bile ilan edildi bu topraklarda ama hiçbir zaman “Novum Mundum” diyemedi “yeni dünyaya”. En sonunda da dünyanın kaderini değiştiren adam bu gerçekten bihaber bir şekilde hatta fakir denilebilecek bir yoksullukla vefat etti.

  Peki Amerigo zeki bir tüccar, bir Floransalı ve Medici ailesinin sözcüsü olarak bu adlandırılmamış yeni dünyaya adını vermek için tüm dünyaya oyun mu oynamıştı? Yoksa kendi isteği dışında mı gelişmişti her şey?

  Yazıya bir son gerek biliyorsunuz ve ben hiç sevmem sonları ,o yüzden biraz sohbet havasında bitirmeyi tercih ettim. Buraya kadar dayananlardansanız ikinci yazıda Amerika’nın bu adı alması hakkında benim de yeni öğrendiğim bir gerçeği okuyacağınızı biliyor olacaksınız. Ayrıca yeni dünya keşifleri, diğer ülkeler keşfetseydi gibi sorular da çok hoş değil mi? Onlar da başka serilerin konusu olsun.

Daha Fazla Göster

Burkay Eren Ardıç

Tıp eğitimim dışında bağlama çalmayı ve tarihi alanlarda okuma yapmayı severim. Özellikle ortaçağ Avrupa’sı ve sosyal tarih konuları ilgimi daha çok çekiyor diyebilirim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu