Amerigo: Büyük Yanılgı 2
Seri yazmanın bir sıkıntısı da seriye ortadan dalan okuyucu olsa gerek. Şimdi yazar burada ne anlatıyor, ne demek, nereye varmak istiyor denmeden önceki yazıya ufacık değinerek başlayalım.
Coğrafi keşifler ve yaramaz Avrupa’nın dünyayı tanıma merakının sonucu Colombus okyanus ötesi ilk deniz yolculuğunu gerçekleştirmiş ve Hindistan’a(!) varmıştı. Bunun sonrasında da Amerigo isimli birinin adı tüm bu kıtayı tanımlamak için kullanıldı. Nasıl olabilir? Bu iş bu kadar kolay mıdır cidden? Naçizane bir bakalım.
Avrupa Colombus’un okyanus ötesi yolculuğu ardından boş durmamış birçok sefer düzenlemişti okyanus ötesine. Bu seferler sonunda da bir farklılık sezmişlerdi muhakkak. Bir yere varılıyordu fakat Marko Polo’nun Hindistan’ı olmadığı aşikardı. Peki neresiydi burası? Onlar gibi giyinmeyen, yaşam alanları bambaşka, sosyalleşmeleri hatta aidiyetleri bile farklı insanlarla karşılaşmışlardı vardıkları yerde. Üstelik zenginlik katmasını bekledikleri baharat konusu rüyalarında kalmıştı ancak.
Baharata bu seferlerde erişemiyorlardı, hayal kırıklığı bir serüven oluyordu ve eve elleri boş dönmek istemiyorlardı. Bunun için büyük bir arayışa giriştiler topyekûn. Bir nevi itibar arayışıydı bu onlar için ve sonunda aradıkları şeyi buldular da. Altın…
Amerika’nın “yeni dünya” olduğu anlaşılması ile altın bulunması net çizgilerle ayrılmayabilir. Bunlar birer süreçtir fakat her ne olursa olsun buldukları bu dünya yeni de olsa eski de olsa daha değerliydi bu insanlar için. Zenginlik kaynağı, yeni macera kapısı, bir heyecan oldu. Krallara, soylulara ve yazarlara yansıyordu bu heyecan. Yazarlardan matbaalara, oradan da halka yansıyordu muhakkak. Yani bir şekilde toplumun her kesimine sirayet ediyordu matbaa sayesinde. Tüm yurttaşlarda bir heyecan, bir soru işareti bir merak uyandırıyordu bu sayede. Yanlışıyla doğrusuyla bilgiler önü alınamaz bir biçimde yayılıyordu. İşte Amerika’nın Amerika olmasının anahtarı tam olarak buydu: Matbaa…
Vespucci Sevilla’da dönemin en zengin ailesi olan Medici’lerin (Dönemin Floransa Cumhuriyeti yönetimindeki İtalyan aile) tüccarı olarak bulunuyordu. Hatta ticaret için mi kişisel amaçlarla mı bilinmeyen bir şekilde Amerika ziyareti oldu. Hatta zamanla birkaç ziyarette daha bulundu ve ilerleyen bu ziyaretlerde de güney Amerika’da birkaç ufak nehir ve toprak keşfi bile yaptı Vespucci. İşte bu ziyaretlerini bir yolculuk dönüşü paylaştı ve tarihin farklı bir yanılgıya düşmesi böylelikle bir sürece girmiş oldu.
15. yy son yıllarında tüm Avrupa’da şok dalgası yayılıyordu artık. Yeni bir kıta keşfedilmişti. Amerigo isimli bir kaşif tarafından hem de!!!
Floransalı bir matbaacı 1504 yılında o sırada Lisbon’da bulunan Vespucci adına bir broşür kaleme aldı. Ve bu broşür tüm Avrupa’ya yayıldı. Soylulardan beylere, çiftçilerden kölelere herkese yayıldı. Amerigo’nun “mundus novus” ziyareti resmiyete geçen ilk “mundus novus” ziyareti olarak tarihe geçmiş, dillerden dillere yayılmaya başlamış oldu. İşte 1504 yılında basılan ve Floransa devlet başkanına hitaben yazılan bu broşür yüzünden belki de, Kolombiya hem bir kıta hem de bir ülke adı olma fırsatını kaçırmıştır.
Vespucci bu etkiden haberdar mıydı? Veya bu etkiyi oluşturacağını tahmin edebiliyor muydu? Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ama Amerigo’nun, Colombus’un vefatından önce onunla konuştuğu söylenir. Hatta Colombus’un oğlu tarafından büyük bir saygı ve sevgiyle karşılanmıştır. Ve kendisi de sonraki yıllarda yoksul denebilecek bir biçimde vefat etmiştir.
Tarihin her döneminde Amerigo adı bir şekilde anılmıştır. Kimileri onu bu yanlışlıktan muaf tutmuş ve kendisine karşı korumacı yaklaşmıştır olaya. Kimileri de Amerigo’nun sahtekâr ve kurnaz bir tüccar olduğunu dile getirerek suçlamacı yaklaşmışlardır. Hatta Vespucci “Da Vincinin Şeytanları” dizisinde de kendisine yer bulmuştur. Tabi dizide kendisinin kurnaz yapısı ve paraya itimadı dikkat çekmiştir. Tam bir orta çağ tüccarı profili…
Vespucci doğru zamanda doğru yerlerde olmasaydı belki tarih bize bu şekilde gözükmeyecekti. Ama doğru zamanda doğru yerde olan birileri kesinlikle çıkacaktı bir yerlerde. Ve biz yine onları, olanları ve ihtimalleri konuşacaktık. Çünkü yine merak edecektik. Merakınız daim olsun.