Fizyoterapi, her insanın hayatında önemli yer tutar. Her insan bir engelli adayıdır elbette fakat fizyoterapi ve rehabilitasyon yalnızca engelli bireylere yönelik değildir. Fizyoterapistler; tüm yaş gruplarındaki yaralanma yaşamış, kaza geçirmiş, hastalık geçirmiş, kas sistemi bozuklukları ya da eklem rahatsızlıkları olan, doğumsal engeli bulunan bireylerin hayat kalitesini yükseltmeyi hedefler. Bunun dışında fizyoterapi, sağlıklı bireyleri fiziksel olarak daha aktif hale getirmeyi, bireylere çeşitli sebeplerle kaybedilmiş güç ve kondisyonunu geri kazandırır.
Toplumun gelişmesi ile doğru orantılı olarak artan sağlık sektöründeki yeni iş ve meslek alanlarının ortaya çıkması sonucu ortaya çıktığı düşünülse de fizyoterapi insanlığın olmazsa olmazıdır. Teknolojik ilerlemelerin güncel bilgi birikimiyle birleşmesi ile yaşama kalitesinin artırılmasını sağlayan ve her insanın yaşamında mutlak yer tutan fizyoterapinin çalışma alanları şu şekilde:
Ağrı Problemleri…
Spor Yaralanmaları…
Parkinson…
Romatizmal Hastalıklar…
İnme…
Kırıklar…
Boyun ve Bel Fıtığı…
Lenfödem…
Fibromiyalji…
Serebral Palsy…
Kanser tedavisi sonrası kaybedilen kondisyon ve kas gücü…
Her hastalık fizyoterapi için önem arz eder. Serebral Palsy gibi hastalıklarda fizyoterapi süreklilik gerektirir. Yaş sınırı olmaksızın, yaşamını kolaylaştırmak adına veya ileriki yaşlarda doğabilecek zorlanmaları azaltmak adına fizyoterapi önemlidir. Yaş büyüdükçe hareket kısıtlılığı artar ve bireyler yapabilecekleri hareketleri yapmakta zorlanmaktadır, tıpkı benim gibi. Haliyle yaşam kalitesinin de gittikçe düşmesi söz konusudur.
Fizyoterapiden bahsetmişken, fizyoterapistlere özellikle değinmek istiyorum. Fizyoterapist, benim tabirimle engelli bireylerin yol arkadaşı hatta vazgeçilmez dostudur. Engelli bir bireyin fizyoterapisti olmak çok kolay değildir. Çünkü uzun bir yolculuk, hatta belirsiz bir yoldur. Ama şunu söyleyebilirim ki biz engelli bireyler ve fizyoterapistler olarak birbirimizi tamamlıyoruz. Bu gözle görülür bir tamamlanmışlık değil belki ama fizyoterapistler bir şekilde savaşımızın en yakın tanığı olarak destek oluyorlar. Bu yolda fizyoterapistlerime tüm bireyler adına teşekkür ediyor, fizyoterapistler gününü yürekten kutluyorum.
Fizyoterapistlerimizin bize kattıkları hareketlerle yaşantılarımızı kolaylaştırmak mümkündür çünkü unutmayalım ki hayatın kendisi harekettir!
