TIPTA GÜNCELLER

Nobel’in Kokusunu Alan Kadın: Linda BUCK

Linda Buck 1947’de Amerika Birleşik Devletleri’nin Washington eyaletinde bulunan Seattle’da doğdu. Bilim merakına rağmen bilim insanı olabileceğini düşünmüyordu. Babası elektrik mühendisi, annesi ev hanımıydı. Ailesi, Linda’yı geleceğine yön verecek olan bulmacalar ve icat yapmaya teşvik etti. O zamandan beri Linda Buck bilimi gerçek bir bulmaca olarak görüyor. Ebeveynleri aynı zamanda onu düşünmeye teşvik etti, keşfetmesine izin verdi. Onun hayatında kayda değer bir şey yapacağını tahmin edebiliyorlardı.

Linda’nın ne yapmak istediğini bulması biraz zaman aldı. Washington Üniversitesine girip psikoloji okudu ama gerçekten psikoterapist olmak istediğinden emin değildi. Seyahat etmek için okulu bıraktı ve aralıklı olarak dersler aldı. Bir immünoloji dersi biyolojiye ilgisini artırdı. 1975’te 28 yaşındayken, üniversiteye başladıktan 10 yıl sonra hem mikrobiyoloji hem psikoloji alanında lisans eğitimini tamamladı.

Dallas’ta Texas Üniversitesi Southwestern Medical Center’da immünoloji dalında PhD aldı. Tez danışmanı Ellen Vitetta’dan nasıl araştırma yapılacağı konusunda yardım aldı. Buck daha sonra Columbia üniversitesine, deniz salyangozu sinir sisteminin moleküler çalışmalarını yapan nörobilimci Richard Axel’ın laboratuvarına gitti. Beynin hücresel çeşitliliği karşısında büyülenmişti.Koku almanın potansiyel mekanizmaları hakkında yazılar okudu.

Kokunun ilgi çekici gizemi hakkında düşündüğü ilk an onun hayatında bir dönüm noktasıydı. Linda Buck, basit görünen bir sorunun cevabını merak ediyordu: ”Koku duyumuz nasıl çalışıyor?” Sorunun cevabını aramaya başladı ve peşini bırakmadı. Olfaktör süreci adım adım takip etti.

“İnsanlar ve diğer memeliler nasıl oluyor da 10.000 hatta daha fazla koku molekülünü tespit ediyorlar ve neredeyse özdeş bu moleküllerden farklı koku algılarını oluşturuyorlar? Bence bu büyük bir bilmece ve eşsiz bir çeşitlilik problemi.” -Linda Buck

Yapbozun ilk parçası burnun kokuları nasıl algıladığını çözmekti. Buck 1988’de koku reseptörlerini araştırmaya başladı ve 3 yıl çok sıkı çalıştı. 1991’de Buck ve Axel, farenin 1000 çeşit olfaktör reseptörünün olduğunu ortaya koyan bir araştırma yayımladı. Bu reseptörler burnun arkasında olfaktör epitel olarak adlandırılan bir bölgede yerleşmişti. Reseptörler protein yapılı ve koku molekülleri reseptörlere bağlanarak kokunun tanınmasını sağlıyor. Bu reseptörler insanda çok daha az olmasına rağmen (350 tane) çalışma fare üzerinden yapıldı.

Buck yapbozun diğer parçasını çözmek için Harvard üniversitesine gitti. Olfaktör sistemin kokuyu nasıl tespit ettiği gizemi çözüldükten sonra reseptör sinyallerinin beyinde farklı kokuları nasıl yarattığını keşfetmek için çalışmalara başladı. Sadece 350 olfaktör reseptör insanlarda 10.000 ve fazlası kokuyu nasıl algılıyordu?

1999’da Buck her olfaktör reseptörün birden fazla kokuyu algılayabildiğini ve her kokunun birden fazla reseptör tarafından algılanabildiğini gördü. Reseptörler birlikte çalışarak bir kokuyu tanımlamak için gerekli olan koku patterni adı verilen kombinasyonel bir kod yaratırlar. Bu kod 10.000’den fazla farklı kokuyu tanıma yeteneğimizi oluşturur. Tıpkı 29 harfle binlerce kelime konuşabilmemiz gibi.

Linda Buck meslektaşı, mentoru ve araştırma ortağı Richard Axel ile birlikte Columbia Üniversitesi Courtesy Fred Hutchinson Cancer Center‘da

Buck’ın sıradaki hedefi, alınan kokunun nasıl algılandığı ve hafızaya alındığıydı. Koku sinyalleri burundan alındıktan sonra beynin olfaktör korteksinde nasıl işleniyordu?

2001’de Buck 54 yaşındayken Harvard’da profesör oldu. Korteksteki olfaktör nöronların nasıl yerleştiğiyle ilgili bir çalışma yayımladı. Burnun koku alma mekanizması ve kokunun beyindeki etkileriyle (hafıza, duygu, çekim vs.) ilgilendi.

2002’de Nobel’den iki yıl önce Seattle’a geri döndü. Fred Hutchinson Cancer Center’da bir laboratuvar kurdu. Kendini olfaktör sistemin keşfine adadı.

“Bilimde bir kadın olarak umuyorum ki bu Nobel ödülü tüm genç kadınlara bir mesaj gönderir:Bütün kapılar onlara açık sadece hayallerinin peşinden koşsunlar!” -Linda Buck

Buck koku konusunda saplantılı hale gelmişti. Tat ya da koku duyusunu kaybeden kişilerde tedavi için olması muhtemel uygulamaları keşfetti. Bu uygulamaların kullanışlılığı onun için önemli değildi. Asıl istediği insan biyolojisinin büyük bilmecelerinden birinin bir parçasını çözmekti: dünyayı nasıl algılıyoruz ve ona nasıl cevap veriyoruz.

“Merak ettiğiniz bir şeyi takıntı haline getirin çünkü işin eğlencesi burada. Bence aynı zamanda büyük keşifler de buradan çıkıyor.” -Linda Buck

GÜTBAT Bilimsel olarak Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi Linda Buck hakkında yazılmış bir blog yazısını çevirdik. Yazıya adresten ulaşabilirsiniz. https://www.nobelprize.org/womenwhochangedscience/stories/linda-buck

4-11 Ekim tarihleri arasında 6 günde 6 farklı alanda Nobel Ödülleri veriliyor. Takip etmek isterseniz https://www.nobelprize.org/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

GÜTBAT BİLİMSEL- Ayşe Dudu DAĞ, Özlem ELAMAN

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu