KÜLTÜR-SANAT

Frederic Leighton – The Return of Persephone (1891)

Resim 1: The Return of Persephone

The Return of Persephone / Persephone’nin Dönüşü (1891), Leighton’un hayatı boyunca verdiği yaklaşık 700 eserden sadece bir tanesi. Günümüzde Leeds Sanat Galerisi’nde sergilenen eser eski bir Yunan mitine dayanıyor.

Önce bu eserin konu aldığı mitolojik hikayeye biraz göz atalım:

Yeryüzüne ziyarette bulunan Hades; bereket, tarım ve hasat tanrıçası Demeter’in Zeus’tan olan biricik güzel kızı Persephone’u görür görmez ona aşık olur. Persephone (Kore) ile evlenmek isteyen Hades, kardeşi Zeus’tan kızı ile evlenmek için izin ister. Zeus kardeşini reddetmek istemez ancak kızına çok düşkün Demeter’in kızından ayrılmaya asla razı olmayacağını bilir. Zeus, kardeşi Hades’in isteğini ne kabul edebilir ne de reddedebilir. Zeus’un tavrına güvenen Hades de Persephone’yi kırda çiçek toplarken kaçırıp yer altına götürür. Mit, Zeus’un Persephone’yi kaçırmak için Hades’e yardım ettiği versiyonu ile de bilinir.

Demeter, kızını bütün dünyada arar ancak bulamaz. Sonunda dünyada gerçekleşen her şeye tanık olan Güneş tanrısı Helios’a kızını sorar ve Zeus’un göz yumması ile kızının Hades tarafından kaçırıldığını öğrenir. Bunun üzerine Demeter, Olympos’u terkedip Dünya’ya baharı getirmeyi bırakır. Tüm dünya hareketsiz bir çöle döner ve kıtlık baş gösterir. 

 Bu kıtlığa dayanamayan insanları gören Zeus, Demeter’i çağırır. Ancak Demeter kararlıdır ve Persphone dönene dek baharı getirmeyecektir. Bunun üzerine Zeus, elçisi Hermes ile Hades’e haber yollar Kore‘yi geri vermezse herkesin sonunun geleceğini söyler. Hades, kaçırıldığından beri sürekli gözyaşı döken ve hiçbir şey yemeyen Persephone’ye durumu anlatır ve onu evine götüreceğini söyler.

 Persephone tam Hermes ile Hades’in arabasına binip gidecekken bahçıvanlardan biri Persephone’nin ölüm bahçesindeki ağaçlardan üç tane nar yediğini söyler. Kurala göre ölüler diyarından bir şey yiyen kişi sonsuza dek orada kalmak zorundadır.

 Bunu öğrenen Demeter daha çok sinirlenir ve baharı getirmeyeceğine tekrar yemin eder. En sonunda Zeus ve Hades’in annesi Rhea’nın arabuluculuğu ile bir anlaşma yapılır. Bu anlaşmaya göre Demeter kızının yılın üç ayını Ölüler Diyarı’nın kraliçesi olarak Hades’in yanında, dokuz ayını da kendisi ile birlikte yeryüzünde geçirmesine razı olur -Mitin bir diğer anlatılışı da Persephone’nin yılın üçte birini ölüler diyarında kalan üçte ikisini de annesinin yanında geçireceği şeklindedir.-. Hekate de hakem olarak anlaşmanın yerine getirilip getirmediğini takip eder ve Kore’ye göz kulak olur. Bir başka anlatıda ise ölüm meyvesini Hades, Persephone’ye bilerek vermiştir ve onun sonsuza dek yanında olmasını amaçlamıştır.

 Böylece mevsimlerin düzeni baştan kurulur. Kore her sene sonbahar hasadının ardından yeraltı dünyasında Tartaros’a, Hades’in yanına döner. Demeter bu aylarda dünyaya küser ve kış gelir. Tanrı Helios dünyayı tekrar güneşiyle ısıtınca Persephone yeryüzüne annesi Demeter’in yanına döner. Demeter de marifetlerini tekrar göstererek dünyaya baharı bahşeder.

 Persephone’nin hikayesi bugün hala bir annenin çocuğuna olan sevgisini, kavuşması imkansız aşkları ve baharın gelişini en güçlü duygusal vurgularla anlatan hikayelerden. Hem gerçek bir trajediyi hem de büyük bir mutlu sonu içeren hikaye, mitler arasında mevsimleri açıklaması yönünden önem taşıyor. Ailenin değeri ve hukuki anlaşmaların önemine dair öğretiler içeren mit, doğa olaylarının işleyişini kurgulaştırarak epik bir anlatı haline geliyor. 

Resim 2: Eserin Taslağı

The Return of Persephone, bu güçlü miti en iyi anlatan resimler arasında yer alıyor. Leighton’ın tüm Avrupa kültüründen izler taşıyan hayatının eski Yunan mitlerini konu alan çalışmalar yapmasında payı olduğu düşünülebilir. Ressam hem ustalığını hem de ifade gücünü bu eserinde gözler önüne seriyor.

Frederic Leighton

Resim 3: 1880 yılında Leighton’un yaptığı kendi portresi.

Sir Frederic Leighton, 19. Yüzyılın en önemli ressamlarındandır. 1930 doğumlu olan İngiliz ressam, ticaretle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Pek çok ödül ve onur sahibi olan ressam, kraliyet ailesinin üyeleri ve dönemi büyük sanatçıları, yazarları ve politikacıları ile yakın ilişki içerisindeydi. Büyükbabası Rus kraliyet ailesinin birincil doktoruydu, babası da bir doktordu. Leighton, kariyeri hayatı boyunca hem varlıklı ailesinin serveti hem de kraliyet ailesi tarafından maddi – manevi desteklenmiştir. Ressam, üniversite eğitiminin ardından Avrupa’da çeşitli sanat okullarında eğitimler aldıktan sonra 1878’de, Kraliyet Sanat Akademisi’nin başkanı olarak mesleğinin zirvesine ulaşmış ve şövalye ünvanını kazanmıştır. 24 Ocak 1896’da Yeni Yılın Onur Listesi’ndeki, asil unvanı verilen -kendisi bu onura layık görülen tek İngiliz sanatçıdır- ilk ressam olmuştur. Ancak ertesi gün anjina pektoris sebebiyle ölmüştür. Leigthon, en kısa ömürlü asil olma unvanını taşımıştır.

 Çalışmalarında daha çok mitolojik ve dini konuları ele almıştır. Önemli heykel çalışmaları da bulunmaktadır. Leighton, eserlerinde ekseriyetle eski Yunan ve Roma mitolojisinden bahseder. Resimlerinde estetik güzelliği amaçlamış, gerçeğe uygun çizilmiş figürler ve parlak renkleri kullanmıştır. Kendisinin çağdaşları arasında Fransız İzlenimci ressamlar bulunmaktaydı. Monet, Renoir ve diğerlerinin çalışmalarını hem Paris’te hem de Londra’da görmüş olduğu düşünülmektedir. Leighton, izlenimciler hakkında şu şekilde yorum yapmıştır: “İzlenimcilik eski uzlaşımcılıktan gelen bir tepkidir, ancak bir empresyonistin en iyisinin kaçak değil, derinlere inen izlenimler olduğunu unutmaması gerekir”

 Leighton’un biyografisini yazan Barrington, onun hakkında; “hızlı konuşan, pitoresk (resim konusu olmaya elverişli, renkli, etkili, güzel, canlı, kuvvetli ifadeler) sanat görüşlü, tam olarak İngiliz gibi gözükmeyen” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca sanatçının yerleşik dinleri sorgulaması kendi çağında göze çarpmasına sebep olmuştur. 

KAYNAKÇA:

Daha Fazla Göster

Pınar Nazlı Ertekin

Sanata ilgim ve saygım büyük. Okumayı, araştırmayı ve üretmeyi seviyorum.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu