KÜLTÜR-SANAT

KARA VEBA

VEBA NEDİR?

Kara Veba’ ya geçmeden önce veba nedir genel olarak bakacak olursak; 

Veba, bakteri kaynaklı olup öncelikle vahşi kemirgenleri etkileyen, insanlara ve diğer hayvanlara  pirelerle yayılan, bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. 3 tipe ayrılır:

  1. Septisemik
  2. Pnömonik
  3. Hıyarcıklı  

Septisemik veba, Veba bakterisinin insan kan dolaşımına girmesi sonucu gelişen bir hastalıktır.  Vebanın bu formu daha nadirdir, ancak hızla ölüme neden olur. Pnömonik veba, bakterinin akciğeri  tutması ve zatürreye sebep olmasıyla gelişen bir veba türü. İnsandan insana hızla geçebiliyor ve  bulaşıcılık oranı oldukça yüksek. Evet, gelelim yazımızda bahsedeceğimiz Hıyarcıklı Veba yani Kara  Veba’ya. 

KARA VEBA 

Çoğumuzun muhakkak ismini duyduğu kara veba salgını, bir döneme damgasını vurmuş, milyonlarca  insanın ölümüne neden olmuş bir salgın olarak karşımıza çıkıyor. Veba’nın yol açtığı salgınların en  ünlüsü olarak kayıtlara geçiyor. 

Yaşandığı dönem 1347-1351 yılları arası olmasına rağmen çeşitli kaynaklarda yer bulan Kara Veba  salgınıyla ilgili birçok bilgiye ulaşabiliyoruz. 

Belirti ve Bulgular 

Bakteri vücuda girdikten sonra 2-8 günlük kuluçka süresi geçiriyor ve bunu takiben ani ateş yükselmeleri, baş ve vücut ağrısı, titreme, şiddetli halsizlik, bulantı ve kusma görülebiliyor.  

Aynı zamanda deride lekeler, lenf bezlerinde ağrılı şişmeler ve iltihaplanmalar yaşanabiliyor. İleriki dönemlerde iltihaplı lenf
nodları açılarak akıntılı bir hal alabiliyor.

TEDAVİSİ

Her hastalıkta olduğu gibi erken tanı ve tedavinin hastalığın ilerleme sürecinde çok önemli olduğun biliyoruz. O dönemin şartlarında nasıl mücadele ettikleri hakkında çeşitli bilgiler bulunsa da Kara Veba’ya dair net bir tedavi bulunmamakta. Günümüzde antibiyotikler kullanılsa da bu hastalığa karşı henüz etkin bir aşı geliştirilemiyor.

KARA VEBA ETKENİ

Tarihte birçok salgına neden olmuş, çok yıkıcı etkileriyle birçok insanın ölümüne neden olan vebanın etkeni Yersinia pestis isimli bir bakteridir. Bu bakteri İsveç doğumlu Fransız bir bakteriyolog olan Alexandre Yersin tarafından 1894 yılında Hong Kong’da veba salgınının çalışıldığı sırada keşfedilmiştir. Keşfedildiği zamanlarda ismi Pasteurellapestis iken ismi daha sonradan Yersiniapestis olarak değiştirilmiştir. Peki Yersinia pestis isimli bu bakterinin özellikleri nedir?
• Enterobacteriaceae ailesinin bir üyesidir.
• Gram negatif çubuk şekilli bir kokobasildir.
• Aerob ve fakültatif anaerob bir bakteridir.
• -2 ile +40 derecede üreyebilir.
• Kuruluk, güneş ışığı, kimyasal madde, yüksek sıcaklık gibi fiziksel etkilere dayanıksızdır ancak karanlıkta, pire dışkısında, buzdolabında uzun süre canlılığını koruyup yaşayabilir.
• İzole halde hareketliyken (motil), memeli konağa geçtiğinde hareketsiz (non-motil)dir.
• Kemirgenleri, pireleri içeren bir döngüde yaşamlarını devam ettirirler ve 3-7 gün kuluçka süresi vardır.
• Veba basilinin virulansı oldukça kuvvetli ve kararlıdır.
• Yersiniapestis monositlerin içinde yaşayabilirken nötrofillerin içinde yaşayamaz.
• Bu bakterinin patojenliği yapısında bulunan iki antijen sayesindedir; F1 ve VW. Bu antijenler bakterinin fagosite edilmesini engeller.
• Bakteri protein bir kapsüle sahiptir ve somatik O polisakkariti, kor polisakkariti ve lipit A bileşenlerine sahiptir.

BULAŞ

Veba aslında kemirgenlerin hastalığıdır. İnsanların bu hastalık döngüsüne dahil olmasıyla insanlar da vebadan etkilenir ve salgına yol açabilir. Vebanın bu dönüsü kemirgen-pire-kemirgen döngüsüyle enzootik bir döngüdür. Yani bir hayvan popülasyonunda her zaman vardır, aşırı sayıda hayvanın ölmesine neden olmadan az sayıda hayvanı etkilemektedir. Enfekte olan hayvanlar ise bu bakteri için rezervuar görevindedir. Başka türlerin de veba bakterisiyle enfekte olmasıyla hayvanlar arasında epizootik bir döngüyle salgınlara yol açabilir. Kaya sincapları, ağaç sıçanları, yer sincapları, çayır köpekleri, sincaplar, fareler, tarla fareleri ve tavşanlar gibi birçok hayvan türü vebadan etkilenebilir.

Hastalığın bulaşım yolları;

• Pire ısırıkları
• Kontamine sıvı veya doku ile temas
• Bulaşıcı damlacıklar

Pire ısırıkları ile bulaş:
Veba salgınları sırasında hastalık sebebiyle ölen birçok kemirgen hayvanın üzerinde bulunan pireler aç kalır ve yaşamını devam ettirebilmek için başka kan kaynakları, konaklar aramaya başlar. Ölen hayvanların bulunduğu yerlere uğrayan buradan geçen insanlar ve hayvanlar hastalık açısından risk altındadır. Köpekler ve kediler de enfekte pireleri insanlara bulaştırabilir. Pire ısırığı ile bulaşma hıyarcıklı veba veya septisemik vebaya neden olabilir.
Kontamine sıvı veya doku ile temas sonucu bulaş:
Enfekte bir hayvanın dokusuna veya vücut sıvısına temas halinde insanlar bu bakteriyi vücutlarına alıp enfekte olabilirler. Gerekli önlemler alınarak temas sağlanmalıdır. Bu bulaş şeklinde de hıyarcıklı veba veya septisemik vebaya neden olabilir.
Bulaşıcı damlacıklar ile bulaş:
Pnömonik veba geçiren biri veba bakterilerini içeren damlacıkları bulunduğu ortama saçabilir. Bu damlacıkları soluyan bir başka kişide pnömonik veba olabilir. Bu bulaş şeklide pnömonik veba olan kişiyle doğrudan veya yakın temas olmalıdır.

Peki vebadan nasıl korunmalıyız?
Pnömonik vebanın yayılmasını engellemek amacıyla yakın temastan kaçınılmalıdır, sosyal mesafe uygulanmalıdır (2m), kalabalık alanlarda geçirilen süre minimuma indirilmedir. Hıyarcıklı vebadan korunmak için ise vebanın olduğu bölgelerde ölü hayvanlara, onların vücut sıvılarına dokunmamak gerekir.

Dünyadaki Yayılım

Kara veba Çin kaynaklarına göre Moğolların hakimiyet sürdüğü topraklarda ortaya çıkmıştır, buradan ise Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine çok kısa bir zamanda hızlıca yayılım göstermiştir. O dönemde çok hareketli olan topluluklar yani askerler ve tüccarlar seyahatleri nedeniyle vebanın taşıyıcıları olmuştur.

Yapılan araştırmalara göre vebanın Avrupa’ya Orta Asya üzerinden yani İpek yolunun bir kısmını oluşturan deniz ticaret yollarıyla geldiği düşünülmektedir. Yapılan diğer araştırmalarda gemilerin kalabalık olduğu, hijyen koşullarının elverişsiz olduğu ortamlarda bulunan evcil farelerin üzerindeki pirelerin insanları ısırmasıyla vebanın yayıldığı düşünülmüştür. Bu nedenle salgınlar ilk liman kentlerinde görülmüş ve bu liman kentleri vebanın yayıldığı bir merkez haline gelmiştir.

Veba, 1346 yılında Kırım’a 1347 yılında Avrupa’ya gitmiştir. Hastalık bir Ceneviz kadırgasının 1347 yılında Sicilya’ya gitmesiyle Akdeniz’e ulaşmıştır. Başka bir Ceneviz kadırgasının 1348 yılında Venedik’e, diğer gemilerin ise kuzey kentlere gitmesiyle biraz daha yayılmıştır. Başka bir Ceneviz kadırgası ise İtalya’ya giremediği için Fransa’nın liman kenti olan Marsilya’ya girerek hastalığı Fransa’ya bulaştırmıştır. Buradan sonra ise İspanya, Portekiz, Almanya, İngiltere ve İskandinav ülkelerine sıçrayarak hastalık Avrupa’nın pek çok ülkesinde görülmüştür. 1349 yılında Norveç’te, 1351 yılında Rusya’da görülmüştür. Salgın İzlanda Adası’na uğramamıştır.

Bazı kaynaklar vebanın yayılımını açıklamak için şöyle bir teori öne sürmüşlerdir; Kırım civarında  Cenevizlerinin kontrolündeki liman kentleri Moğollar tarafından kuşatılmıştır, vebadan ölen insanların  cesetleri mancınıkla kentin içine atılmıştır ve kentten kaçan Ceneviz gemileri vebayı Akdeniz  ülkelerine taşımıştır. Daha sonra ise birçok ülkede hızla yayılım göstermiştir. Kısacası vebanın  Moğollar tarafından bilerek ve isteyerek başka ülkelere taşındığı düşünülmektedir. 

İnsan veba enfeksiyonları Amerika’nın bazı kırsal kesimlerinde görülmeye devam ediyor, Asya ve  Afrika’da bazı bölgelerde fazla vaka görülebilmektedir.  

2010-2015 yılları arasında dünya genelinde raporlanmış 584’ü ölüm toplam 3248 vaka vardır.  2020 yılına kadar çoğu vaka Madagaskar, Peru ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görülmüştür. 

SALGININ SOSYAL VE KÜLTÜREL ETKİSİ

Vebanın sosyal etkilerine bakacak olursak ilk olarak vasiyetname yazımı çok artmıştır. Noterler tarafından onaylanan resmi belgeler olan bu vasiyetnameler tarihe ışık tutan önemli bir kaynak haline gelmiştir.

Bu salgın döneminde sosyal ilişkiler zayıflamış, insanlar akrabalarıyla dahi görüşmeyi bırakmıştır. Ayrıca erkek sayısının azalmasından dolayı kadınların toplumdaki rolü  artmıştır.

Veba yüksek ortaçağın gelişmekte olan kültürünün sonunu getirmiştir. Sanat ve edebiyat hastalıklı bir hal almış, yaratıcılığını yitirmiştir. Bu duruma örnek olarak Boccaccio`nun Decameron’u, Peter Brueghel’in resmettiği Ölüm Zaferi, Canterbury Hikâyeleri verilebilir.

Vebanın en önemli kültürel sonucu ulus dillerinin gelişmeye başlamasıdır. Latinceyi kullanan ruhban sınıf üyelerinin çoğunun hayatını kaybetmesiyle Latince gücünü yitirmiştir. Ve yerini halkın kullandığı yerel dillere yani ulus dillerine bırakmıştır. Yine olumlu bir sonuç üniversite sayısının artmasıdır. Bunun sebebi halkın eğitim için başka bir kente gitmeye korkması ve eğitimin devamı için her kente daha küçük çaplı yerel üniversitelerin kurulmasıdır.

SALGININ DİNİ HAYAT ÜZERİNE ETKİSİ

Ortaçağda vebanın gerçek nedeni bilinmese de kilise bunu ahlaksızlığa ve günahlara karşı Tanrı’nın gazabı olarak yorumladı. Göksel bir uyarı ve gazap olduğuna inanılan veba karşısında halk Tanrı ile yakınlaşacak vasıtalar aradı. Floransa’da ise bazı insanlar hedonist isteklerinin peşine takılmıştı. Kendilerini yemeye, içmeye ve eğlenmeye verip hastalık hakkında konuşmayı yasakladılar.

Veba Avrupa’da yayıldıkça korkuları artan insanlar bir günah geçişi arayışına girdi. Avrupalılar Yahudileri kuyu sularını zehirlemek, havayı bozmak ve vebayı yaymakla suçlayarak Yahudi’leri kitleler halinde öldürmeye başladılar. Yahudi katliamı 1348 yılında Güney Fransa’ da başladı, 1351’de ise Orta Avrupa’da neredeyse hiç Yahudi kalmamıştı. Bu Yahudi düşmanları arasında en bilinen Flagellants yani kamçıcılardı. Vebayı durduracak ve insanların zarar görmesini engelleyecek kutsal bir görevleri olduğuna inanan kamçıcılar, insanların Yahudi düşmanlığını tetikliyor ve onları yakmaya yönlendiriyordu.

Veba salgınlarında çok sayıda kilise mensubu hayatını kaybetti. Bu yüzden bilgiyi denetleyen ve temsil etmekte olan kilise sosyal, siyasi ve kültürel hayattan çekilmek zorunda kaldı. Çok sayıda din adamının hayatını kaybetmesi Latince’nin Avrupa’daki egemenliğinin son bulmasına neden oldu. Kilisenin veba karşısında bu kadar çaresiz kalması karşısında halkın da kiliseye duyduğu güven azaldı. Dolayısıyla kilisenin toplumdaki otoritesi azaldı.

Feodalite ve Papanın veba salgınları önleme konusundaki bu başarısızlıkları merkezi otoritenin güçlenmesine sebep oldu. Kilise, VIII. Henry döneminde tamamen gücünü yitirdi ve parçalandı. Bu dönemde VIII. Henry İngiltere’yi Roma Katolik Kilisesinden ayırarak ulusal olan Anglikan Kilisesini kurdu.

Vebadan sadece din adamları değil hekimler de olumsuz olarak etkilendi. Hastalık kapma korkusundan uzun sivri gagalı maskeler takan doktorlar hızla itibarlarını yitirdi.

SALGININ DEMOGRAFİK ETKİSİ

Veba salgınları M.Ö ‘sine kadar uzamaktadır. Veba salgınları ortaya çıktığından, bu zamana kadar insan yaşam tarzlarına her zaman yön vermiştir. Kara ölümle ilgili olarak en önemli noktalardan biri de Ortaçağ Avrupa’sına olan etkileridir. Çünkü bu salgını toplumun belirli alanını değil toplumu sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi her alanda etkilemiştir.

Bunun en büyük nedenlerinden biri de veba salgını yüzünden her üç kişiden birinin hayatını kaybetmiş olmasıdır. Bu ölüm oranları neticesinde bazı köyler tamamen yok olurken bazı köylerde ise nüfus büyük oranda azalmıştır. Bu azalma sadece köylerde değil şehirleri de çok büyük etkilemiştir. Bu sebeple kıta nüfusu 1340’da 76 milyon iken, 1450’de 50 milyona kadar düşmüştür. Bazı kimseler ise uykularında ya da yalnız başlarına ölmüştür.

Kara veba salgını neticesinde oluşan daha yüksek meblağlara karşı fiyatı düşürmek için Fransa’daki 1351 tarihli Kraliyet Emirnamesi ile İngiltere’deki 1350 tarihli İşçi Nizamnamesi oluşturulmuştur.

Ölüm oranlarının yüksek olması mezarlıklarda yer bulunamamasına sebep olmuştur. Sahipsiz kişilerin ölü bedenlerini on metrelik çukurlara atmışlardır.

Bu veba salgını aynı zamanda tarım alanında ekim ve dikim yapılamamasına sebep olmuştur. Bu yüzden birçok kıtada kıtlık baş göstermiştir. Bu salgın sadece Avrupa’yı değil Afrika şehirlerinde gündelik hayat durmuştur. Herkesin ölümlerle meşgul olmasından dolayı mezarcı ve mezarlık fiyatları uçmuştur.

Görselde göründüğü gibi her yerde nüfusun yarısı ölmüştür. Bu ölenlerin içinde ruhban sınıfı sayısı da oldukça fazladır. Bunun sebebi din görevlileri manastırdaki hastanelerde, hastaların bakımları ile ilgilendikleri ve cesetlerin gömülmesi sırasında yanlarında bulunma gerekliliğinden dolayı daha çok mikroba maruz kalmışlar ve hastalığa yakalanma riskleri artmıştır ve diğer kesime göre kayıpları fazladır.

Nüfus sayım tespit konusunda en çok kaydı İngiltere tutmuştur. Görselde 1400 yılına kadar İngiltere sınırları içerisinde terk edilmiş durumda olan yani vebanın nüfusu yok etmesiyle ıssız kalan köylerin dağılımını gösterilmektedir.

SALGININ EKONOMİK ETKİSİ

Veba, başladığı ve yayıldığı andan itibaren ekonomik durumu çıkmaza sokmuş ve değişikliklere uğratmıştır. İlk olarak feodalizme yıkıcı darbesini vurmuştur. Çok sayıda insanın ölmesinden dolayı tarımda çalışacak kişi sayısı azalmıştır. Toprak sahipleri de çalışanların ücretlerini zorunlu olarak artırmıştır. Derebeyleri eski güçlerini ve zenginliklerini kaybetmişlerdir. Nüfusun azlığından dolayı Avrupa’daki tüccarlar farklı yerler arayışına girmişlerdir. Vebanın yayılması sadece birçok sektörü etkilediği gibi hizmet sektörünü de etkilemiştir. Bunun neticesinde hizmet sektöründe fiyatlar artmış ve doktorlar tedavi için iki kat fiyat biçmeye başlamışlar. Birçok meslekte veba salgını yüzünden kişilerin ölmesinden dolayı piyasaya meslek erbabı olmayan sahte doktorlar çıkmaya başlamıştır. Veba belki de en büyük etkisini ekonomik hayat üzerine göstermiştir. Azalan nüfusla birlikte tarımda çalışacak işçi sayısı da azalmıştır. Bu azalmanın farkına varan işçi sınıfı, bu sefer işverenlerine daha fazla para ve daha az çalışma maddeleri koymuşlardır. İşverenler bu maddeleri kabul etmek zorunda kalmıştır.

Tablodan anlaşılacağı üzere her türlü iş için ödenen ücretlerde artış olmuştur. Dikkat edilirse en büyük artış ekin biçme ve bağlama işindedir. Bunun nedeni bu işi köylülerin yapıyor olması ve vebadan çok sayıda köylünün ölmüş olması olabilir. Çünkü köyler mikrobu taşıyan kemirgenlerin şehre göre daha çok yaşadığı yerlerdir. Dolayısıyla yayılım daha hızlı ve etki daha büyüktür.

Veba aynı zamanda deniz ticaretini de derinden sarsmıştır. Veba gerekse kara gerekse deniz ticaretini durdurmuştur. Limanları karantina altına almışlardır. Dışarıdan gemiler limana yaklaştırılmazken aynı zamanda limandan da gemilerin ayrılmasına izin verilmemiştir. Deniz ticaretlerinde başarı kat eden İtalya veba salgını döneminde büyük ölçüde sekmeye uğramıştır.

Veba dönemi daha çok toplumun alt tabakasının işine gelmiştir. İnsan azlığından şehirdeki pahalı yiyecek ürünlerin fiyatları düşmüştür. Bu sebeple köylüler veba döneminde et ve şarap tüketmişlerdir. Vebadan dolayı fiyatı düşen evler köylüler tarafından satın alınmıştır. Bu da köyden şehir merkezlerine göç oranın artmasına sebep olmuştur. Bazı alt tabaka sınıf orta tabaka sınıfa yükselmiştir.

Veba döneminde bazı yiyeceklerde ( peynir, yulaf, süt ) fiyat düşüşü yaşanırken de buğday, tuz gibi ürünlerde artmış görmekteyiz. Özellikle tuz fiyatları veba döneminde üç katına çıkmıştır. Çünkü ortaçağ döneminde tuz zehirli maddelerin vücuttan atılmasını sağlayan tıbbi bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu sebeple ki tuz fiyatlarında artış görmekteyiz. Buğday fiyatlarının artış sebebi ise vebanın tarımı çok kötü etkilemesi, tarımda çalışacak insan azınlığında olmasıdır.

1351 yılında çıkan İşçi Kanunu ile fiyatlar düşürülmüş veba öncesi miktara çekilmiştir. Aynı zamanda işçilerin şehir değiştirilmeleri yasaklanmış ve 60 yaş altı herkesin çalışma zorunluluğu getirilmiştir. Bu yol kısa vadede etkili olsa da uzun vadede sıkıntılar çıkaracaktır. Bu durumdan memnun olmayan köylüler 1381 yılında köylü ayaklanmasını başlatacaklardır. Kral II.Richard ise isteyen herkese özgürlük sözü vermek zorunda kalacaktır. Fakat uzun vadede bakacak olursak bu isyan İngiliz feodalizminin sonunu hazırlayan bir unsur olarak karşımıza çıkacaktır.

Dengeleyici uygulamaları sadece İngiltere uygulamıştır. Fakat Avrupa’da çeşitli otoriteler kaosa yol açmıştır. İşverenler işçilere daha fazla ücret ve imkan tanıyacaklarını söyleyerek gizli anlaşmalarla işçileri kendi etraflarında toplamaya çalışmışlardır. Fakat bu gizli anlaşmalar ileriki dönemde isyanlara neden olacaktır. 1200-1348 isyan 470 iken sonrasında bu sayının 4 katına çıktığı görüyoruz. Fransa ve İtalya yaygın olarak ortaya çıkan isyan dalgalarından etkilenen ülkelerdir.

Kara Ölümden dolayı işçi fiyatlarının ve ücretlerinin artışı hayatta kalan insanların durumlarını daha yaşanılır hale getirmiştir. Tüketici nüfusun azalmasından dolayı tahıl fiyatları düşmüştür. Veba salgınları Avrupa’da oluşan güç savaşlarını ve siyasal etkinlik girişimlerini etkilemiştir. Devletlerin gücünü oluşturan askeri kapasite zayıflamış ve orduyu etkilemiştir.

HAZIRLAYANLAR: Feyzanur Fidan, Nazmiye Alpay, Zehra Gökmen, Abdurrahman Muhemet, Amine Nur Çavuşoğlu

KAYNAKÇA:

  1. https://www.seyahatsagligi.gov.tr/site/HastalikDetay/Veba
  2. Cartwright M.(2020). Black Death. Ancient History Encyclopedia[online]
    URL: https://www.ancient.eu/Black_Death/
  3. Perry R. D., Fetherston J. D., 1997. Yersinia pestis—Etiologic Agent of Plague, Clınıcal
    Mıcrobıology Revıews, Jan. 1997, p. 35–66
  4. Parkhill J.,Wren B. W., Barrel B. G., (2001). Genome sequence of Yersinia pestis, the causative
    agent of plague. Nature [online]
    URL: https://www.nature.com/articles/35097083/#citeas
  5. https://www.cdc.gov/plague/
  6. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/plague
    7.Özhasar H., Kara Veba(1346-1350)
    URL: https://www.anadoluplatformu.org.tr/makaleler/huseyin-ozhazar-makaleler/tarihin-en-
    buyuk-salginlari/5-kara-veba-1346-1350/
  7. Genç Ö.,2011. Kara Ölüm: 1348 Veba Salgını Ve Ortaçağ Avrupa’sına Etkileri, Tarih Okulu,l Mayıs –
    Ağustos 2011 Sayı X, 123-150.
  8. Menteşe G. L. (2020). Kara Vebanın Batı ve Doğu Toplumlarına Etkisi. AHBV Akdeniz Havzası ve
    Afrika Medeniyetleri Dergisi, 2(1), 78-87.
  9. Özden K., Özmat M., 2014. Salgın ve Kent: 1347 Veba Salgınının Avrupa’da Sosyal, Politik ve
    Ekonomik Sonuçları,İdeal Kent Dergisi, Sayı 12, Nisan 2014, ss. 60-87
Daha Fazla Göster

Gazi Üniversitesi Genç Yeryüzü Doktorları Topluluğu

İyilik yapma bilincini yaymayı, insani yardım alanında belli bir bilgi ve farkındalık kazanmış olarak mezun olmayı, sağlık ve insani yardıma dair alanlarda toplumsal farkındalık oluşturmayı, çeşitli eğitimler aracılığı ile mesleki ve kişisel olarak kişilerin kendini geliştirmesini, çeşitli faaliyetler aracılığıyla topluma fayda sağlamayı kendine amaç edinmiş bir topluluktur.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu