KÜLTÜR-SANAT
Trend

KİNTSUGİ: Kusurluluğun Mükemmelliği

Kintsugi kırılan seramiklerin, toz haline getirilmiş altın, gümüş gibi maddelerle onarıldığı bir Japon sanatıdır. Bir sanat olmasının yanında aslında çok önemli de bir felsefeyi barındırır. Ben de yazımda Kintsugi’den bu iki kavram çerçevesinde bahsedeceğim.

Bunlardan önce Kintsugi nasıl ortaya çıkmış biraz buna değinmek istiyorum. Rivayete göre, bir gün Japon komutan Ashikaga Yoshimasa çok sevdiği Çin yapımı çay kasesini (chawan) kırar.

Onarılması için Çin’e gönderilen kase çirkin metal tellerle bir araya getirilmiş şekilde geri döner. Kase estetik olarak hoş gözükmemenin yanında su da sızdırmaktadır. Ashikaga Yoshimasa sonuçtan memnun olmaz ve kendi zanaatkarlarını kaseyi onarmak için görevlendirir. Zanaatkarların uğraşları ile fonksiyonel ve estetik bir sonuç ortaya çıkar. Böylece Kintsugi sanatı doğar.

SANAT OLARAK KİNTSUGİ

Kintsugi tekniği ile kırılan bir nesneyi onarmak zaman gerektiren ve sabır isteyen bir uğraştır. Şimdi bu teknikteki adımlara göz atalım.

İlk aşamamız kırılma aşaması. Değer verdiğimiz bir eşyamızın herhangi bir şekilde kırıldığını düşünelim. Şimdi karar verme zamanı: bunu çöpe atıp yerine bir yenisini mi alacaksın yoksa ona yeniden hayat mı vereceksin?

Eğer bu nesneye ikinci bir şans verdiysen ikinci aşamamız birleştirme aşaması. Kırılan parçaları toplayıp yeniden inşa ediyoruz.  Parçaları birleştirmek için yapıştırıcı görevinde kullanılan cila toksik yapıda olmasına rağmen kuruduğu zaman nesnenin sağlamlığını artıracak ve toksisitesini kaybedecek. Tabi ki bu parçaları birleştirirken yaratıcılığını işin içine katabilirsin.

Üçüncü aşamamız bekleme aşaması. Bantlarla veya lastiklerle sabitlediğimiz parçaların kuruması için zamana ihtiyacı var. Bu zaman günler haftalar belki de aylar sürecektir.

Dördüncü aşamamız onarım aşaması. Bu aşamada bağlantı yerlerindeki izleri iyice temizleyip yüzeyi pürüzsüz hale getiriyoruz. Daha sonra birleşme yerlerine iki kat daha cila uyguluyoruz.

Beşinci aşamamız kırık izlerini ortaya çıkarma aşaması. Hala yapışkan olan cila izlerinin üzerine altın tozunu serpiyoruz. Daha sonra üzerine ince katman halinde koruyucu cila sürüyoruz.

Sonuç olarak eskisinden daha sağlam ve eşsiz bir sanat eseri ortaya çıkıyor. Son aşamamız bu eseri yüceltme aşaması. Bu eseri özel yapan üzerindeki kusurlar. Biz bu kusurları kabul ettik ve onları saklamak yerine daha da belirginleştirdik.

KİNTSUGİ  FELSEFESİ

Kintsugi’nin, sanat olmanın yanında felsefi bir yanı da vardır. Bu felsefi yan wabi-sabi anlayışına dayanır. Bu yüzden önce wabi-sabi nedir bunu konuşalım.  Wabi-sabi, geleneksel Japon estetiğinde geçiciliğin ve kusurluluğun kabulüne dayanan bir görüştür. Bazen de doğadaki eksik, kusurlu ve geçici güzelliği takdir etme olarak tanımlanır.

Yaşamımız boyunca görülen ya da görülmeyen yaralar (bunlara fiziksel ya da duygusal da diyebiliriz) alırız. Kintsugi felsefesine göre önce bu yaraları kabul etmeli, bunları hayatın bir parçası olarak kabul etmeliyiz. Sonrasında bunların üzerini örtmek yerine bunu değişimin, gelişimin bir başlangıcı olarak kullanmalıyız. Bu aslında bir son değil, yeni bir ‘ben’ yaratmak için fırsattır.

Hayatta her şey her zaman yolunda gitmeyebilir, her şey mükemmel olmayabilir. Hayat seni kırabilir. Kırılan bir nesneyi Kintsugi tekniği ile onarır gibi, önce yaralarının ve kusurlarının farkında ol ve onları kabul et. Daha sonra kırılan yerlerinden kendini onar ve bu kırık izlerini altınla kapla. Yeni ‘sen’ artık eşsiz ve daha güçlü.

“Dünya herkesi kırar ve sonra, bazıları işte o kırık yerlerinden güçlenir.”

 Ernest Hemingway                                     

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu